Sürdürülebilirliğin önemli hamlesi ileri dönüşüm, çift kullanımlı ambalajların hayat bulmasıyla başlar. Yem çuvalları ve un torbalarının elbise, önlük, pijama, çocuk kıyafetleri ve diğer ev eşyalarını dikmek için dekoratif desenlerle basılması, 1880’li yıllara tekabül eder. Bu da ileri dönüşümün, hatta sürdürülebilirliğin dünya sahnesinde ilk kez filizlendiği dönemlerin işaretidir. Zira “israf” kelimesinin karşısında durmak için mühim adımlar atılır.
Tarih sahnesinde 1980’li yıllar ise insanları çok farklı bir anlayışa sürükler. Sanayileşme ile artan seri üretim, modern dünyanın gelişimini tersine çevirir. Teknolojinin yaygın kullanımı, otomasyon, hız, artan talep derken “müşteri” kavramı yerini “tüketici”ye bırakır. Bu da 1990’lı yıllardan itibaren daha fazla atık, daha kötü çevre ve daha yoğun tek kullanımlık ürünlerin sahneye çıkmasını sağlar. Artan ürün satışı ise ister kâğıt olsun ister plastik, ambalaj sektörünü emin adımlarla zirveye çıkarır. Çünkü ambalaj; gıdadan giyime, bilişimden kozmetiğe üretilen bütün ürünlerin ihtiyacıdır.
ANAHTAR KAVRAM: TASARIM
Artan düzensiz sanayileşme, çevrenin korunmaması, atıkların artması dünyayı hızla küresel bir çöplüğe dönüştürür. Yaklaşan iklim değişimi, orman yangınları, doğal afetler gibi pek çok olumsuz faktör ise dünyanın çok ciddi bir krizle karşı karşıya kalacağını gösterir. Döngüsel ekonominin hızla evrildiği bu süreç, 20. yüzyılın tasarımcılarını kilit bir noktada çözüm bulmaya sürükler: İleri dönüşüm.
2000’li yıllarla birlikte başlayan milenyum çağında, ekonominin mihenk taşı “tasarım” kelimesi, küresel çapta anlam kazanmaya başlar. Tasarımla farklılaşan ürünler, kalitesi ve kullanıcı dostluğu ile kendini öne çıkarır. Bu da ekonomiye yön veren firmaların hem doğru olana yönelmesi hem de rakiplerinden sıyrılması anlamına gelir. Kazan-kazan mantalitesinin firmaların hanelerine artı puan kazandırması, insanlığın yok oluşla karşı karşıya kalmasını değiştirmez: Dünya, yok olmaya doğru hızla ilerlemektedir.
İnsanlığın devam edebilmesi için bugün 7’den 70’e herkesin sürdürülebilirlik adına seferber olması gerekiyor. Bu misyonla hareket eden tasarımcılar ise ambalaj sektöründe ileri dönüşümü hedefliyor. Geri dönüşüme kıyasla çevre üzerindeki etkiyi azaltma kabiliyetine sahip olan ileri dönüşüm kavramı, günümüzde sektör temsilcilerine önemli bir misyon yüklüyor. Kullanım alanı bakımından en geniş kitleye sahip olan ambalaj sanayi, ürünün üretildiği her alanı kapsıyor.
TÜRKİYE’DE AMBALAJI, İHRACAT BÜYÜTÜYOR
Ekonomide dış ticaret fazlası vererek pozitif katkı sağlayan Türkiye’deki ambalaj üreten firmalar, pazarını büyüterek yurt dışına da ürünlerini gönderiyor. Hatta geçen seneyi 6,5 milyar dolar değerinde ihracatla kapatan üreticiler, Türkiye’de üretilen ambalajların en az yarısını ihraç etmek istiyor.
Ambalaj sektöründeki istikrarlı büyüme, ekonomi çevrelerinde referans olarak kabul gören “İSO Birinci 500 + İkinci 500, İSO 1000” Büyük Sanayi Kuruluşu listesine de yansıdı. Listede, 42’si Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) üyesi olmak üzere toplam 65 ambalaj firması yer aldı. ASD Başkanı Zeki Sarıbekir, en fazla ihracat yapılan ilk üç ülkenin sırasıyla Birleşik Krallık, Almanya ve Irak olduğunu söyledi.
Ambalaj sektörünün yıllık değişimine bakıldığında; İSO ilk 1000’de yer alan firmaların sayısının 62’den 65’e yükseldiği; bu 65 firmanın gerçekleştirdiği üretimden satışlarının bir yıl öncesine göre yüzde 43,77 oranında arttığı; ihracatlarının yüzde 32,79 ve çalışan sayılarının yüzde 28,66’ya yükseldiği görülüyor.
BU TABLO KORKUTUCU MU?
Sanılanın aksine ambalaj sektörü salt dünyaya zarar veren üretimler yapmıyor. Bazı firmalar sürdürülebilirlik çatısı altında ham maddelerini doğa dostu seçiyor bazıları ileri dönüşümü hedefliyor. Çünkü küresel ölçekte mücadele edilen çevre ve iklim krizi, tüketicilerin de çevreye duyarlı hâle gelmesine sebep oldu.
Yapılan araştırmalar, tüketicilerin gıda ambalajlarında sürdürülebilirliğe giderek daha fazla önem verdiğini ve satın alma alışkanlıklarının da bu doğrultuda şekillendiğini gösteriyor. Tüketicilerin büyük çoğunluğu sürdürülebilir şekilde paketlenen ürünler için daha fazla ödemeye de istekli. Bu durum markalar için özellikle tedarik ve üretim süreçleri boyunca ürün ve hizmetlerini daha çevreci bir tarafa yönlendirme ihtiyacı doğuruyor.
ÜRÜN AMBALAJLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda tüketiciler, artık markalardan şeffaf ve ölçülebilir adımlar bekliyor. Ürün ambalajlarında sürdürülebilirlik için ambalaj tasarımında dikkate alınacak iki aşama olduğunu aktaran Tasarist Yaratıcı Direktörü Musa Çelik, bu aşamaları malzeme ve süreç olarak sıralıyor. Çelik, “Ambalajlarda döngüsel bir ekonomiye doğru hızlıca geçmek mümkün olmayabilir. Plastik tamamen ortadan kaldırılamayabilir ancak azaltılabilir ve negatifleri tasarlanabilir. Markalar ambalaj tasarımlarında, malzeme konusunda plastik gibi çevreye zararlı etkileri kanıtlanmış seçenekler yerine geri dönüştürülebilir ve daha uzun ömürlü seçeneklere yönelebilir. Bu malzemeler özelliklerine göre yeniden kullanılabilir, parçalanabilir ya da geri dönüştürülebilir şekilde planlanırsa da süreç, çevre odaklı ilerlemiş olacak ve bu sayede döngüsel ekonomiyi destekleyebilmek mümkün hâle gelecektir.” yorumlarını yapıyor.