fbpx

Eşitsizliğin Gölgesinde Kadın Olmak

Kadınlar, toplumsal eşitsizliğin yarattığı engelleri aşmaya çalışırken kendi kimliklerini inşa etme mücadelesi veriyorlar. Bu yolculuk hem kişisel hem de toplumsal bir dönüşüm gerektiriyor.

Kadınlar her geçen gün daha fazla iş gücüne katılıyor, kariyer basamaklarını tırmanıyor, kendi işlerini kuruyor. Ancak bu ilerleme eşit bir çalışma ortamı anlamına gelmiyor. İş dünyasında cinsiyet temelli ayrımcılıklar, cam tavanlar ve ücret eşitsizlikleri hâlâ kadınların önünde büyük bir engel. Üstelik iş yerleriyle sınırlı kalmayan bu sorunlar, toplumsal normlardan beslenerek kadınların yaşam biçimlerini, seçimlerini ve haklarını doğrudan etkiliyor. Teknoloji ilerliyor, iş dünyası dönüşüyor, ancak kadınların karşılaştığı zorluklar hâlâ aynı. Sadece iş yerlerinde değil, sosyal yaşamda da çeşitli baskılar ve ayrımcılıklarla mücadele ediyorlar. Ücret farklarından terfi süreçlerine, annelik rolleriyle ilgili beklentilerden fiziksel ve psikolojik şiddete kadar birçok sorun, kadınların hem ekonomik bağımsızlığını hem de toplumsal statüsünü etkiliyor. Gerçek anlamda bir eşitlik için yalnızca bireysel başarılar yetmiyor; sistemin değişmesi gerekiyor.

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 21. sayısından (Mart-Nisan 2025) ulaşabilirsiniz.

Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

Küresel Köyün Kaygılı Çocukları

Türkiye’de seçmen sayısı 7 milyonu, dünyada ise nüfusu 2,47 milyarı bulan Z Kuşağı, 20 yıl sonra dünyayı yönetecek. Rahat görünümlerinin aksine, kaygı düzeyi oldukça yüksek olan bu kuşağın tüketim öncelikleri neler? Sürdürülebilirlik, Z kuşağının satın alma davranışlarının neresinde?Bir ürünü satın alırken başvurulan yollar herkes için aynı mıdır? Ya da satın alma alışkanlıklarında herkesin öncelikleri bir midir? Bu soruların yanıtları kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte kuşaklar arasında da tüketimi belirleyen bazı değişkenler bulunuyor. Ancak belli yıllar arasında doğan insanların jenerasyon farklarını tanımlayan “kuşak”ların özellikleri de toplumdan topluma, kültürden kültüre değişiyor. Bu da her ülkenin dönemler içinde yaşadığı deneyimlerin farklı olmasına bağlanıyor.
Oku

İhtiyacın Ötesinde, Geleceğin Gerisinde Aşırı Tüketim

Tüketimin sınır tanımadığı bir çağdayız. Sonsuzmuş gibi görünen sınırlı kaynaklar içinde sürdürülebilirliği arzularken en büyük tehdidi kendi alışkanlıklarımızla oluşturuyoruz. Aşırı tüketim hem gezegenin ekolojik dengesini hem de toplumların geleceğini tehdit eden en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor.