Atık malzemelerin, çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar üretim sürecine kazandırılması anlamına gelen geri dönüşüm; doğal kaynakların maliyetli, sınırlı ve elde edilmesi zor olmasından dolayı, geçmişten günümüze tarihin her döneminde önemini sürdürdü. Geri dönüşümün temelleri, yüzyıllar önce yaşamış uygarlıklar tarafından kılıç, kalkan, miğfer, metal yemek kap gibi parçaların ateş üzerinde dövülüp, eritilerek yeniden kullanıma hazır hâle getirilmesine dayanıyor. 1800’lü yıllar itibarıyla ise sıvı ürünler için kullanılan şişe ve ambalajlar, depozito sistemiyle satılıp, toplanarak geri dönüştürülmeye başlandı. Sonraki dönemlerde hızla büyüyen sanayileşme nedeniyle kaynak ihtiyacının artması geri dönüşüme ilgiyi daha da artırdı. Geri dönüşümün en parlak dönemleri Avrupa’da, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşandı. Ham maddelere erişimin neredeyse imkânsız hâle gelmesi, geri dönüştürülebilir eşya ve atıkların önemini artırdı. O dönemde ham madde ihtiyacını giderebilmek için ülke yönetimleri vatandaşlarını; kampanya, duyuru ve posterlerle geri dönüşüme teşvik ediyor, geri dönüşümün savaşın sonucunu etkileyebileceğine dair açıklamalarda bulunuyordu. Geri dönüşüm vatanseverliğin bir gereği olarak görülüyor, herkesin bu sürece destek olması bekleniyordu. Son dönemde ise yine küresel gündemin zirvesine yerleşen geri dönüşüm konusu, iklim değişikliğini azaltmada önemli bir etken olarak görülüyor. Uzmanlara göre atıkların geri dönüştürülmesiyle orta vadede sera gazı emisyonlarının düşürülmesi ve toprağın verimliliğinin artırılması mümkün.
TÜKETİLEN ENERJİDEN, BÜYÜK ORANDA TASARRUF SAĞLIYOR
Doğal kaynakların, dünya nüfusunun ve tüketimin artması sebebi ile her geçen gün tükeniyor olması daha verimli kullanılmalarını gerektiriyor. Dünyanın tükenebilir doğal kaynaklarının daha az kullanılmasını sağlayan geri dönüşüm, kaynakların korunmasını sağlıyor. Yararlı ve ekonomik değeri olan maddelerin gereksiz yere kullanımını önleyen geri dönüşüm, farklı ülkelerden ithal edilmesi gereken ham maddelerin daha az ithal edilmesini sağlarken ülke ekonomisine de destek oluyor. Geri dönüşüm faaliyeti sırasında uygulanan işlem sayısı, normal üretim işlemlerine göre daha az olduğundan geri dönüşüm ile üretim yapılırken önemli oranda enerji tasarrufu sağlanıyor. Sera gazı emisyonunun düşmesine ve toprağın verimliliğinin artmasına katkıda bulunan geri dönüşüm, tüm bunlarla birlikte hava ve çevre kirliliğinin de gözle görülür şekilde azalmasına etki ediyor. Atık çöp miktarının azalması, çöp depolarının azalmasını sağlayacağından temiz ve sağlıklı bir çevreye kavuşulmasına da katkıda bulunuyor. Dünya genelinde hatırı sayılır istihdam yaratan büyük bir sektör olan geri dönüşümün, gelecek nesillere yaşanabilir bir doğa ve doğal kaynak varlığı bırakılabilmesindeki payı ise çok büyük.
DÜNYADAKİ PLASTİĞİN SADECE YÜZDE 9’U GERİ DÖNÜŞÜME UĞRADI
Dünyada bugüne dek, yarısı son 10 yılda olmak üzere 803 milyon ton plastik üretildi. Üretilen plastiğin bugün yüzde 30’u kullanımda. Atılan plastiklerin sadece yüzde 9’u geri dönüşüme uğramış durumda. Bu plastiklerin ise yüzde 12’si yakıldı, yüzde 79’u çöp olarak kara, nehir ve sular yoluyla okyanuslara karıştı. Oysaki 1 ton plastik ambalaj atığının geri dönüşümü ile dahi 41 kilogram sera gazı salımı engellenip, yüzde 80 enerji tasarrufu sağlanabiliyor. 50 adet geri dönüştürülmüş plastik tepsiden ise altı kişilik bir oturma grubu yapılabiliyor. İki buçuk litrelik bir plastik şişe geri dönüştürülüp kullanıldığında 60 vatlık elektrik enerjisi tasarrufu elde edilebiliyor.
ALÜMİNYUM SONSUZ DEFA GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİYOR
Sonsuz defa ve kolayca geri dönüştürülebilen alüminyum, geri dönüşüm için oldukça verimli bir malzeme olarak karşımıza çıkıyor. Geri dönüşüm özelliğine sahip, çelikten sonra en çok tüketilen ikinci metal olan alüminyum geri dönüştürüldüğünde; su kirliliğinde yüzde 97, enerji tüketiminde yüzde 95, hava kirliliğinde yüzde 90, baca gazı kirletici emisyonunda yüzde 99 azalma gerçekleşiyor. 1 ton kullanılmış alüminyumdan, tekrar alüminyum üretildiğinde ise bin 300 kilogram boksit bakiyesi, 15 bin litre soğutma suyu daha az kullanılmış oluyor ve 2 bin kilogram karbondioksit ve 11 kilogram sülfür dioksit emisyonu daha az gerçekleşiyor.
GERİ DÖNÜŞÜMÜ EN KOLAY MADDELERDEN BİRİ KÂĞIT
Geri dönüşümü en kolay gerçekleştirilen ve dünya çapında en çok geri dönüştürülen malzeme olan kâğıdın 1 tonu geri dönüştürüldüğünde; karbondioksitin havadan 12 bin 400 metreküpü yok edilebiliyor. Ayrıca 1 ton kâğıt geri dönüşümü, yüzde 70 enerji, yüzde 80 su tasarrufu, yüzde 69 daha az kaynak kullanımını sağlıyor. Atmosfere ise yüzde 74 daha az sera gazı salımına imkân veriyor. Dünyada her sene yaklaşık 4 milyar ağaç, kâğıt yapılmak üzere kesiliyor. Bu da demek oluyor ki her sene Amazon Yağmur Ormanları’nın yüzde 1’i kadar ağaç kaybediliyor. Oysaki sadece İngiltere’de, her vatandaşın yüzde 10 daha fazla kâğıt geri dönüşümü yapması, bir yılda 5 milyon ağaç kurtarılabiliyor.
CAM, YÜZDE 100 ORANINDA GERİ DÖNÜŞÜMLÜ
Renk ayrımı, temizlenme, yıkanma ve öğütülme işlemlerinden sonra sonsuza kadar geri dönüştürülebilen camın geri dönüşümü sayesinde; su tüketiminde yüzde 50, enerji tüketiminde yüzde 25, hava kirliliğinde yüzde 20 azalma gerçekleşebiliyor.
Bir cam şişenin geri dönüşümü sayesinde 100 vatlık bir ampulün 1 saatte, bir bilgisayarın 25 dakikada, bir televizyonun 20 dakikada, bir çamaşır makinesinin 10 dakikada kullandığı enerjiye denk bir tasarruf elde ediliyor. Yine 1 ton cam atığının geri dönüşümü ile 100 litre benzin tasarrufu sağlanabiliyor.
ALMANYA GERİ DÖNÜŞÜMDE BİRİNCİ SIRADA
Gelişmiş ülkelerde atıkların kontrol altına alınması için çok ciddi önlemler alınıyor. Dünyaya bu alanda Avrupa ülkeleri öncülük ediyor. Avrupa Komisyonu tarafından 2015 yılında kabul edilen Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın önemli bir parçası olan geri dönüşüm konusunda; ürünlerde kalitenin artırılabilirliği ve onarılabilirliğinin iyileştirilmesi, kullanılan geri dönüştürülmüş materyal oranının artırılması ve karbon ayak izinin azaltılması gibi maddeler yer alıyor. Planda tek kullanımlık ürünlerin kısıtlanması ve erken eskimelerinin önlenmesi, satılmayan uzun ömürlü ürünlerin imhasının yasaklanması, üreticilerin ürünün kullanım ömrü boyunca performansına ilişkin sorumluluğunu taşıması, yüksek sürdürülebilirlik performanslarına dayalı ürünlerin ödüllendirilmesi gibi maddeler de yer alıyor. Avrupa Birliği ülkeleri, 2030’da evsel atıkların yüzde 65’ini geri dönüştürmeyi hedefliyor. Almanya, yüzde 66,1’lik oranla dünyanın en yüksek geri dönüşüm oranına sahip ülkesi. Geri dönüştürülemeyen atıkları tekrar kullanarak yakıt üreten ülkede, 1990’da alınmış olan karar ile üreticiler, paketleme atıklarından kendileri sorumlu tutuluyor. Döngüsel Ekonomi Eylem Planı içerisine de dâhil olan Almanya’da, satılamayan ürünlerin imha edilmesi yasak. Almanya’nın ardından dünyanın en çok geri dönüşüm oranına sahip ülkeleri ise sırasıyla; yüzde 60,6 ile Singapur, yüzde 60,2 ile Galler, yüzde 59 ile Güney Kore ve yüzde 55,9 ile Avusturya.
TÜRKİYE’DE ATIK YÖNETİMİ KONUSUNDA OLUMLU ADIMLAR ATILIYOR
Türkiye’de de atık yönetimi konusunda olumlu adımlar atılıyor. Son olarak 12 Temmuz 2019 tarihinde yayımlanan “Sıfır Atık Yönetmeliği” ile atıkların ayrıştırılması, geri dönüşümü ve enerji geri kazanımı uygulamalarına ilişkin kanunlar yeniden düzenlendi. Yönetmelik, plastik poşetlerin ücretli hâle gelmesi ile gündeme gelmiş olsa da geri dönüşüm işlemlerine Avrupa Birliği standartlarını getiren maddeleriyle de dikkat çekiyor. Yönetmelik ile geri dönüşüme yapılan yatırımlara ayrılan teşvikler ve atık üretimine dair kısıtlamalar tekrar düzenlenirken, cezalar artırıldı. 2019 yılı itibarıyla 25 bin kurum sıfır atık sistemine geçmiş oldu.
Yönetmeliğin uygulanmaya başlanmasından 2021 yılı Eylül ayına kadar 1,5 milyon ailenin bir aylık kullanımına eş değer enerji tasarrufu sağlandı. Uygulamalar ile bugüne kadar yaklaşık 24,2 milyon ton atık ekonomiye kazandırıldı. Böylece 356 milyon kilovatsaat enerji ve 437 milyon metreküp su tasarrufu elde edildi. Ayrıca 3 milyon ton sera gazı salımı önlendi ve 265 milyon ağaç kurtarılmış oldu. Yönetmelik kapsamında zincir marketler ve 400 metrekare üzerinde kapalı satış alanına sahip satış noktalarına kâğıt, cam, metal, plastik atık, pil, elektrikli küçük ev aletleri ve tekstil atıklarının ayrı olarak biriktirilmesi için toplama noktaları oluşturma yükümlülüğü getirildi. Türkiye’de yüzde 13 olan geri kazanım oranı, Sıfır Atık Projesi ile yüzde 22,4’e çıkmış oldu. Bu oranın, Paris İklim Anlaşması sonrası hızlanması bekleniyor. En yüksek dönüşüm oranının, plastik geri dönüşümündeki hassasiyetin artmasının etkisiyle plastikte yaşanması bekleniyor. Türkiye’nin hâlihazırda yıllık geri dönüşümünü gerçekleştirdiği plastik atık miktarı, 1,1 milyon tonu buluyor. Geri dönüşüm sektörü, Türkiye’de yıllık 1 milyar dolardan fazla ithalatın engellenmesini sağlıyor.