Gıda endüstrisi, bugün küresel karbon emisyonlarının yüzde 25’inden, su kullanımının da yüzde 70’inden sorumlu. Bu etkenler endüstriyi, iklim değişikliği sebeplerinin en önemli aktörlerinden biri yapmaya yetiyor. Bununla birlikte her geçen yıl dünyada gıda ürünlerine olan talep artıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre, 2030 yılına gelindiğinde gıda ürünlere yönelik talep yüzde 60 artmış olacak. Gıda sektörünün mevcut proseslerinde hiçbir değişiklik yapmaması hâlinde ise gelecekte gezegene verilecek olan zararları tahmin etmek hiç de güç değil. Bu sebeple yürürlükte olan gıda üretim, tüketim süreçlerinin köklü olarak değişmesi ve ekonomik, sosyal, çevresel temellerden ödün verilmeyecek şekilde revize edilmesi gerekiyor. Gıda endüstrisi uygulamaları, iklim değişimini tetiklerken yaşanan bu değişim gıda ürünlerinin yapısını da doğrudan etkiliyor. Yani, gıda endüstrisi iklim değişimini tetiklerken iklim değişimi de gıda güvenliği konusunda tehdit oluşturuyor. Ancak ve ancak küresel sıcaklıklar, Paris Antlaşması hedefleri içinde kalırsa gıda üretiminde yüzde 5 ile yüzde 8 oranında azalma bekleniyor. Bu sebeple gıda endüstrisi, bir an önce iklim uyumlu ve dirençli hâle getirilmek zorunda.
Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 17. sayısından (Temmuz-Ağustos 2024) ulaşabilirsiniz.