Şu an yolu bilinçsiz bir şekilde yarılamış bulunuyoruz ve bir virajdayız. Sürdürülebilir yöntemlerle süreçleri iyileştirerek bu virajı dönmediğimiz takdirde dünya, geri dönülemez bir yolun eşiğinde kalabilir.
Yıkıldık… 6 Şubat’ta, merkez üssü Kahramanmaraş olarak belirlenen ve 10 ilimizi doğrudan etkileyen çok büyük iki depremle sarsıldık. Türkiye’nin, neden her seferinde depreme bu kadar hazırlıksız yakalandığı, uzun süre tartışılacağa benziyor.
Yoğun sera ve karbon salımları sebebiyle ozon tabakasında oluşan tahribatın artması sonucu harekete geçen Avrupa Birliği’nin, 2019 yılında yayımladığı Yeşil Mutabakat’ın sanayi ve ticaret tarafındaki yankıları sürüyor.
“Medeniyetin ilk şartı adalettir” der Sigmund Freud… Peki eşitsizliklerin egemen olduğu dünyamızda, bu adaleti tesis edecek olan kimdir? Gelir adaleti, kaliteli ve güvenli gıda, temel hizmetlere erişim, nitelikli eğitim, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim eylemi, her bireyin en temel insani hakkı. Peki bugün dünya üzerinde kaç kişi bunlara eşit oranda erişebiliyor?
Bugün Türkiye’nin önündeki en büyük sorunlardan biri, 2015 yılı itibarıyla büyük bir ivmeyle artış gösteren beyin göçü. Doktora mezunu ve araştırmacı oranı zaten düşük olan Türkiye’de artan göç trendi, Türkiye’nin gelişimi için ciddi bir tehdit oluşturuyor.