Şu an yolu bilinçsiz bir şekilde yarılamış bulunuyoruz ve bir virajdayız. Sürdürülebilir yöntemlerle süreçleri iyileştirerek bu virajı dönmediğimiz takdirde dünya, geri dönülemez bir yolun eşiğinde kalabilir.
Küresel ölçekte artan enerji fiyatları ve enflasyon, iklim krizi ile mücadeleyi de olumsuz etkiliyor. Doğal gaz fiyatlarındaki hızlı artış, daha fazla emisyon salan kömür tüketimini artırdı.
İklim krizinin üstesinden gelmek amacıyla, Avrupa Birliği’nin ortaya koyduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında; 2050 yılına kadar Avrupa kıtasının iklim nötr hâle getirilmesi için uygulanacak yeniliklerin önümüzdeki süreçte iş dünyasında köklü değişimler yaratması bekleniyor.
Dünyada her gün daha çok insan, küresel ısınmanın neden olduğu aşırı hava olayları, su krizi ve gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Küresel ısınma hızı durdurulamazsa 2050 yılına kadar yüz milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kalacak.
Yaşamın devamlılığı noktasında en önemli kaynaklardan biri olan su, biyolojik çeşitliliği ayakta tutma konusunda da büyük bir rol üstleniyor. Su kaynakları, başta iklim krizi ve aşırı tüketim gibi etkenlere bağlı olarak günden güne azalıyor ve bu nedenle tüm dünya, su kıtlığına doğru sürükleniyor.