fbpx

Hidrojen ve Elektrik Geleceğimizi Nasıl Taşıyor?

Uygun maliyetle, talebi karşılayabilecek kadar yenilenebilir enerji üretebiliyor muyuz yoksa ithal etmek mi zorundayız? Isı haritaları, bazı bölgelerin çeşitli nedenlerle enerji noksanlığı çektiğini gösteriyor. Enerji fazlalığı olan yerlerden yoksunluk olan yerlere yenilenebilir enerjiyi ucuz sistem maliyetiyle nasıl taşıyacağız? Cevap: Hidrojen yoluyla.

Sürdürülebilir bir enerji sistemi, rüzgâr türbinleri ve güneş enerjisi panelleri inşa etmekten çok daha fazlasıdır. Tüm enerji sisteminin elden geçmesi gereklidir. Esas meselelerden biri, enerjiye en çok ihtiyaç duyduğumuz yerlerde yeterince ucuz sürdürülebilir enerji üretemiyor oluşumuz. Şehirlerde ve büyük sanayi bölgelerinde ciddi boyutta yer sorunu var ve çok miktarda güneş ve rüzgâr kaynaklarına sahip yerler de oldukça uzakta. Bu durumu nasıl çözebiliriz? Cevabı: karbonsuz enerji taşıyıcılar hidrojen ve elektriği akıllıca bir şekilde kullanmak.

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 15. sayısından (Mart-Nisan 2024) ulaşabilirsiniz.


Total
0
Shares
Related Posts
Oku

Önce İnsan mı, Ekonomi mi?

Yeşil ekonomi, döngüsel ekonomi, karbon vergisi gibi iklim krizi ile mücadelede hayatımıza giren yeni kavramların odağında insan mı var ekonomi mi?
Oku

Ama Sistem Böyle Ne Yapalım?

Bizim 1990’da karbon salımlarımızı yüzde 50 azaltmış, 2000’de azaltımı yüzde 80’e çıkartmış, 2010’da ise net sıfır bile değil atmosferden karbondioksit yutan sistemler kurmuş olmamız gerekiyordu. O nedenle lütfen kendi aranızda ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızı çok büyük şeylermiş gibi kutlamayın.
Oku

E-Mobilite’nin Baş Döndürücü Yükselişi

Tahmin edilenin de ötesinde büyüyen elektrikli araç pazarı, elektriğin depolandığı Li-ion batarya üretiminin de aynı hızda büyümesine neden oluyor. Buradaki önemli soru ise şu: Li-ion batarya üretiminde kullanılan ham madde rezervleri, 2030 yılına geldiğimizde talebi karşılayabilecek mi?
Oku

Oysa Herkes Evinin Önünü Süpürmüştü…

Ülkelerin karbon salımlarında önemli bir düşüş yaşanmasına rağmen, toplamda dünya karbon salımı azalmıyor, hatta daha da yükseliyor. Atasözünde olduğu gibi, “Herkes kendi evinin önünü süpürdü.” ancak ortalık daha da karıştı.