fbpx

Lojistik ve Taşımacılık, Dönüşüme Yeşil Işık Yakıyor mu?

Türk lojistik ve taşıma sektörü bir süredir sürdürülebilirlik sınavından geçiyor. Peki, Türkiye’nin küresel rekabette öne geçmesinin itici gücü lojistik sektörü dönüşüm sürecine yeşil ışık yakıyor mu? Lojistik ve taşıma sektörü, sürdürülebilir odaklı çalışmalarında ne kadar yol katetti?

Küresel ticaretin anahtarı, hatta olmazsa olmazı lojistiktir. Çünkü üretimi, tüketime götüren tek yol lojistikten geçer. Lojistiğin önemi yalnızca bu da değil. Zira salt üretimin ya da hizmetin oluşum evresinde dahi ham maddeye ulaşımdan tedarike, depolamadan nihai sevkiyata kadar üretimin tamamındaki bütün sacayaklarında aracı konumunda bulunuyor. Peki, böylesine yoğun bir alandaki ihtiyacı karşılayan sektörün büyüklüğü nedir?

KÜRESEL LOJİSTİK HACMİ

Pandemi nedeniyle 2020 yılında küresel lojistik sektörünün pazar payı küçülerek 5,73 trilyon euro’ya yaklaştı. 2021 yılında bu rakam 5,99 trilyon euro’ya yükseldi. 2024 yılına kadar ise sektör büyüklüğünün 6,88 trilyon euro’yu geçmesi bekleniyor.

Asya’daki konteyner ticaret akışlarının 2021 yılında 41,5 milyon TEU hacmine ulaştığı tahmin ediliyor. Uzak Doğu’dan Kuzey Amerika ve Avrupa’ya ticaret akışları 2021’de sırasıyla 23,6 milyon TEU ve 14,7 milyon TEU olarak gerçekleşti. Küresel konteyner ticaretinin 2022 ile 2025 arasında yıllık yüzde 3,9’luk bileşik büyüme oranında büyümesi bekleniyor.

PEKİ, BU NE DEMEK?

Küresel lojistik pazarı her geçen gün hacmini artırıyor ancak bu, dünyanın kirlenmesinde de payının artması demek. Son yıllarda en önemli çevresel sorun olarak değerlendirilen küresel ısınmaya bağlı gelişen iklim değişikliği, özellikle yük taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonları ile hız kazanıyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 24’ünü oluşturan lojistik faaliyetler, iklim değişikliğinde negatif bir eğilime neden oluyor.

Yapılan araştırmalarda lojistik sektörü, 1850 yılından bu yana atmosfere 509 milyar ton karbondioksit salımı yaptı. Bu, küresel karbondioksit oranının yüzde 20’si demek. Carbon Brief‘in araştırmalarına göre ABD’den sonra Çin yüzde 11 ile dünyayı en fazla kirleten ikinci ülke konumunda bulunuyor. Bunu yüzde 7 ile Rusya, yüzde 5 ile Brezilya, yüzde 4 ile Endonezya izliyor.

Daha özele inecek olursak lojistik ve taşımacılığın üretime katkısı olduğu kadar dünyanın kaynaklarına zararı da var. Örneğin petrolün yüzde 60’ını ve enerjinin yüzde 40’ını lojistik ve taşımacılık sektörü tek başına tüketiyor.

SEKTÖRÜN EKONOMİDEKİ YERİ

Türkiye’de lojistik sektörünün hacmi ve ülke ekonomisindeki yeri ile alakalı yapılan değerlendirmeler, büyük ölçüde varsayımlardan yola çıksa da bu noktada iktisadi faaliyet kollarının gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payları yol gösterici oluyor. Bu kapsamda Türkiye lojistik ve taşımacılık sektörü 2017-2020 aralığında gayri safi yurt içi hasılada (GSYH) hızlı büyüme başarısı gösterdi. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 5,9 oranında büyüyen sektörün, genel itibarıyla dış ticaret hacmine paralel bir seyir izlediği düşünülüyor.

Taşınan malların değeri baz alındığında son 10 yıllık dönemde deniz yolu taşımacılığı hem ithalatta hem de ihracatta en büyük paya sahip. Deniz yolu taşımacılığı 2021 yılında ithalatta yüzde 66,91, ihracat taşımalarında yüzde 60,01 oldu. Kara yolu taşımacılığı ise Türkiye’nin dış ticaret taşımalarında değer bazında ikinci sırayı alıyor. Kara yolu taşımacılığının ithalattaki payı yüzde 20,79, ihracattaki payı bir miktar düşüş göstererek yüzde 30,85 seviyesinde. Değer bazında üçüncü sırada hava yolu taşımacılığı var. İthalatta hava yolu taşımacılığı 2021 yılında yüzde 11,08 iken ihracatta bir miktar artarak yüzde 8,40 pay sahibi oldu. Koronavirüs pandemisi sebebiyle önemi anlaşılan ve dış ticarette tercih edilmesi ile gündeme gelen demir yolu taşımacılığının 2021 yılında ithalattaki payı yüzde 1,23, ihracattaki payı ise yüzde 0,74 olarak gerçekleşti.

LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ADIMLARI

2021 yılında lojistik sektörü başta olmak üzere pek çok sektörü küresel anlamda etkileyecek regülasyonlar da açıklandı. Bunlardan biri de Avrupa Komisyonu tarafından Temmuz ayında açıklanan “Fit for 55” oldu. Söz konusu paket ile AB Emisyon Ticareti Sistemi’nin sıkılaştırılarak deniz ve kara ulaşımına yansıtılması, sınırda karbon düzenlemesi, yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, daha fazla enerji verimliliği, düşük emisyonlu ulaşım modları ve bunları destekleyecek altyapı ve yakıtların daha hızlı kullanıma sunulması gibi konuları ön plana çıkardı.

Bu doğrultuda motorlu araçlarda fosil yakıt kullanımına 2035 itibarıyla son verilecek. Vergilendirme politikaları, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleriyle uyumlu hâle getirilecek.

SINIRDA KARBON DÜZENLEME MEKANİZMASI (SKDM)

Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uygulanmasına yönelik 14 Temmuz 2021 tarihinde açıklanan “Fit for 55” mevzuat paket teklifi kapsamında Avrupa Birliği’ne yapılacak ihracata ilave vergi yükümlülüğü getirilmesini öngören lojistik sektörünü etkileyecek yasal düzenlemelerden biri de Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) oldu. Düzenlemenin 2023-2026 yılları arasında yalnız raporlamayı içeren hazırlık dönemi sonrasında kademeli olarak uygulamaya konulması planlanıyor.

KORAY ÇITAK | GLOBELINK ÜNİMAR İCRA KURULU KOMİTE ÜYESİ

“SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ”

Koray Çıtak

Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle lojistik ve tedarik zinciri sektörü karbon ayak izlerini azaltmanın yeni yollarını arıyor. Bu noktada en başarılı seçeneklerden biri olan intermodal taşımacılığın hızlı, esnek ve çevreci özellikleri her geçen gün daha fazla şirketin bu alana yatırım yapmasını sağlıyor. Diğer yandan siyasi otoriteler ve düzenleyici kurumlar da emisyon oranlarını azaltmak için çeşitli düzenlemeleri devreye alıyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı (Green Deal) da karbon ayak izini sıfırlama çabası ve bu doğrultuda daha yeşil bir ticaret ile taşımacılık yaratma isteği ile bunun en önemli örneklerinden. Globelink Ünimar olarak, dünyamızın deneyimlediği iklim değişikliği ve küresel ısınma başta olmak üzere çevresel sorunlar üzerinde duruyor, sorunlarla mücadele edebilmek adına sürdürülebilirlik politikamız kapsamında çalışmalarımıza yön veriyoruz. Aynı zamanda siyasi otoritelerin ve düzenleyici kurumların da emisyon oranlarını azaltmak için devreye aldığı Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi süreçleri yakından takip ediyoruz. Lojistik faaliyetlerimizi planlarken doğaya ve çevreye mümkün olduğunca en az etkiyi yaratacak alternatifleri seçmeye özen gösteriyoruz.

Bu kapsamda başarıyla sürdürdüğümüz intermodal taşımacılık çözümlerimiz ile tüm taşıma modlarına entegre olarak kesintisiz, hızlı, güvenli ve esnek hizmet sunmaya devam ediyoruz. Müşterilerimizin yüklerini; demir yolu, deniz yolu ve kara yolu servislerimiz ile entegre ederek başta İngiltere, Almanya, Belçika, Fransa, İrlanda, İspanya ve İtalya olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesine gönderiyoruz. Diğer yandan demir yolu taşımacılığında Türki Cumhuriyetler’e olan ilgimizi de artırdık. İlerleyen dönemde yeni projelerimizle bu ülkelere gerek vagon gerekse konteyner taşımacılığı yoluyla faaliyet ya da taşımacılığı ile faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Tedarikçi seçimlerimizde de sürdürülebilirlik politikamıza uyum sağlayan paydaşlarımızla çalışıyoruz.

MELTEM ÇINAR | MARS LOJİSTİK KURUMSAL GELİŞİM MÜDÜRÜ

“ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Meltem Çınar

Mars Lojistik üst yönetiminin desteklediği “Kurumsal Sürdürülebilirliği Geliştirmek” stratejimizi gerçekleştirmek için depolama ve taşıma sistemleri, intermodal taşımacılık, iş ekipmanları gibi ana faaliyet alanımızı ilgilendiren unsurlar ile paydaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini de dikkate alarak, tüm bu bileşenleri kapsayan sürdürülebilir projelerin geliştirilmesi amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Yeni yatırımlarımız ve hatlarımız ile demir yolu taşımacılığının iş hacmimizdeki payını artırıyor, kurduğumuz güneş enerji santrali ve yağmur suyu toplama projeleri ile de karbon nötr bir şirket olma yolunda ilerliyoruz. Bu gibi sürdürülebilir yatırımlarımız hakkında müşterilerimizden olumlu geri bildirimler almak bizi gururlandırıyor ve iş birliklerini geliştirme amacıyla ortak paydada buluşturuyor. 2012 yılında sektöründe onaylı ilk sürdürülebilirlik raporunu yazan, 2013 yılında ise Türkiye’de A+ seviyede sürdürülebilirlik raporu yayımlayan ilk 10 firmadan biri olmamız, sürdürülebilirlik yönetiminin uzun zamandır gündemimizde olduğunun bir göstergesidir. Örnek uygulamalarımız hakkında detay vermek gerekirse rota optimizasyonları, intermodal hatların geliştirilmesi, demir yolu ağımızın genişletilmesi gibi uygulamalarımız ile karbon ayak izimizi azaltacak projeler geliştiriyoruz. Hadımköy Güneş Enerji Santrali’miz 2021 yılında 2,4 megavat elektrik üretimi ile tüm tesislerimizin elektrik tüketim ihtiyacının üzerinde bir üretim gerçekleştirdi ve bin 472 ton karbondioksite denk salıma engel olarak tüm faaliyet emisyonlarımızda yaklaşık yüzde 5’lik azalış sağlandı. Toplumsal refaha hizmet, yenilenebilir enerji santrali, yağmur suyu toplama, alternatif rota optimizasyonları, intermodal hatların genişletilip çeşitlendirilmesi ve demir yolu yatırımları, Avrupa Yeşil Mutabakatı (Green Deal) entegrasyonları, Fit for 55 stratejileri kapsamındaki çalışmalarımız tüm hassasiyetimiz ile devam edecek.

Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

Madencilikte Sorumlu Üretim Sürdürülebilir Gelecek

Maden, herkesin bildiği gibi doğaya yönelik tahribatı en yüksek ve en çok eleştirilen sektörlerden biri. Ancak sektör, rehabilitasyon uygulamaları ile sürdürülebilir bir gelecek için çabalıyor. Peki, maden sektöründe “sürdürülebilir üretim” yapma fikri gerçeği ne kadar yansıtıyor?
Oku

Elektronik Eşyaların Çevreci Dönüşümü!

Yeni bir ev kuruyorsunuz veya tamiri mümkün olmayan eski beyaz eşyanızın yerine yenilerini almak istiyorsunuz. Etiketlerdeki A+ gibi enerji tasarrufunu gösteren semboller konusunda ne kadar bilgi sahibisiniz? Ürün seçimini doğru yapmanız halinde, elektrik faturanızın yüzde 40-60 daha az gelmesi mümkün. Son zamlar ve artan elektrik faturaları sonrası, bu yazının dikkatinizi çekeceğine inanıyoruz.