Dünyanın jargonuna son yıllarda yerleşen en önemli kelime: “Sürdürülebilirlik”. Zira, insanoğlunun yaşadığı yüzyıllar boyunca, özellikle sanayi devriminden sonra attığı başarılı (!) adımlar, insanlığı bugün tehdit ediyor ve küresel çapta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Bu yüzdendir ki “Bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların da kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeden karşılama” stratejisi özetle “sürdürülebilirlik” mantalitesi, hepimizin hayatında tekrar vuku buldu.
DÜNYANIN EN ÖNEMLİ SEFERBERLİĞİ
Sürdürülebilir kalkınma, ekonominin yanı sıra sosyal ve çevresel boyutları da ele alan geniş bir perspektif. Bu minvalde harekete geçen küresel atağın baş rolünde, kuşkusuz gelişmiş ülkeler var. Ancak artık dünya genelinde ülkeler, bir bir adım atmaya başladı. Kamudan özel sektöre, akademiden sivil toplum kuruluşlarına kadar dünyanın en önemli seferberliği başlamış durumda. Artık devletler bir yandan imzacısı oldukları uluslararası anlaşmalar vasıtasıyla sürdürülebilirliği sağlama adına küresel ölçekte önlemler almaya çalışırken diğer yandan yasalar ve çeşitli regülasyonlarla ulusal tedbirler geliştiriyor. Bunun yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler de faaliyet yürüttükleri alanlarda yaptıkları çalışmalarla öneriler ve çözümler üretiyor.
ODAK NOKTASI: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLARI
Sürdürülebilir kalkınma sürecinde işletmeler tarafından kullanılan araçlardan en önemlisi şu an için sürdürülebilirlik raporları gibi görünüyor. En yalın anlatımıyla firmaların sürdürülebilir kalkınma kavramını, organizasyon düzeyine indirgediği bu yaklaşımda, işletmeler faaliyetlerini sürdürürken sürdürülebilirlik odağında yaptıkları çalışmaları ve bu çalışmaların etkilerini açıklıyor. Firmaların sürdürülebilirlik konusuna bakış açısını ve gelecek planlarını ortaya koyan bu raporlar, aynı zamanda diğer şirketlere de ışık oluyor.
PEKİ, BU BİR MANİFESTO MU?
Kurumsal sürdürülebilirlik raporları, günümüzde oldukça kritik öneme sahip. İşletmelerin sürdürülebilirlik manifestoları yani bildirilerine yer verme sebepleri arasında piyasada var olmak ve pazar payını kaybetmemek gibi iki önemli unsur var. Nitekim yapılan araştırmalar, müşterilerin sürdürülebilirlik uygulamalarında özellikle çevre konusunda duyarlı olan işletmeleri daha çok tercih ettiğini ortaya koyuyor.
Sürdürülebilirlik raporları aslen işletmelerin şeffaflığını, itibarlarını artırmasını, sürekli gelişmelerini ve öğrenmelerini, ileriyi görerek düşünmelerini sağlıyor. Dolayısıyla firmalar bu raporlamaların alt metninde, bir bakıma “kazan kazan” prensibini de uygulamaya alıyor. Raporlamayla işletmeler, rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Sürdürülebilirlik, risklerin yönetilmesine yardımcı olurken işletmelerin çevresel ve sosyal konulara ilişkin değerler ve prensiplere uyarak nasıl yaşayacağını da gösteriyor. Ayrıca paydaşlar ile diyalog ve müzakere için sağlam temeller sağlıyor.
Lakin madalyonun diğer tarafında bu raporları reklam amaçlı hazırlayan, bir anlamda tanıtım ve halkla ilişkiler faaliyeti olarak kullananlar da yok değil. Takdir edersiniz ki ticaretin her döneminde böyle firmalara rastlanır. Ama dönem değişiyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLARI ZORUNLU OLDU
Avrupa Parlamentosu, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi teklifi üzerinde anlaşmaya vardı. Ağustos 2022 itibarıyla Avrupa Birliği’ndeki orta ve büyük ölçekli şirketler için sürdürülebilirlik raporlaması zorunlu hâle geldi. Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’nin (CSRD) uygulamaya geçmesi ile AB’de faaliyet gösteren en az 250 çalışana sahip, yıllık cirosu 40 milyon euro’dan fazla ve varlıklarının değeri 20 milyon euro’yu aşan şirketler çevresel, sosyal, insan hakları ve yönetimle ilgili performanslarını kamuyla paylaşmakla yükümlü oldu.
SÜREÇ DİKKAT ÇEKİCİ
Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’nin (CSRD), finansal raporlama ile eşit derecede öneme sahip olması bekleniyor. Raporlamanın, Avrupa Birliği sınırları içinde kurulmamış olsa bile AB bünyesinde faaliyetleri olan şirketleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi de dünya genelinde tartışmaya açılan bir başka konu oldu. Buna göre AB genelinde yıllık 150 milyon euro ciro yapan şirketler, CSRD kapsamına girebilir.
SERMAYE PİYASASI’NIN DA GÜNDEMİNDE
Sermaye Piyasası Kurulu, 23 Haziran 2022 tarihli Kurumsal Yönetim Tebliği uyarınca payları Borsa’nın Ana Pazar, Yıldız Pazar ve Alt Pazarı’nda işlem gören şirketlere yeni bir zorunluluk getirdi. Buna göre şirketler, sürdürülebilirlik ilkeleri uyum çerçevesi kapsamında yapması gereken açıklamaları, Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden belirli bir şablonla yapacak.
Yeni uygulamayla gönüllülük esasına dayalı olan sürdürülebilirlik ilkelerine uyum durumu açıklamaları, sürdürülebilirlik raporu şablonu kullanılarak yıllık olarak finansal raporların bildirim süresi içinde ve genel kurul toplantı tarihinden en az üç hafta önce raporlanması gerekiyor.
Yeni uygulamayla gönüllülük esasına dayalı olan sürdürülebilirlik ilkelerine uyum durumu açıklamaları, sürdürülebilirlik raporu şablonu kullanılarak yıllık olarak finansal raporların bildirim süresi içinde ve genel kurul toplantı tarihinden en az üç hafta önce raporlanması gerekiyor. Bu raporlara, faaliyet raporlarında da yer verilmesi konusu ise şirketlerin inisiyatifinde. Ayrıca yıllık faaliyet raporunda Kurumsal Yönetim Tebliği’nin “Kurumsal yönetim ilkelerine uyum raporları” başlıklı sekizinci maddesi çerçevesinde gerekli açıklamaların yapılmasına da karar verildi.
YEŞİL YIKAMA ENDİŞELERİNE KARŞI TEK ŞABLON
İşletmelerin dünya genelinde çevre ve sürdürülebilirliğe odaklandığı bu yolculukta, yatırımcılar tarafından da firmaların izlenmesine yönelik uygulamaların bir örneği Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Çevre veya sürdürülebilirlik konusunda hassasiyete sahip yatırımcılar, hisse senetlerine yatırım yapmayı planladığı şirketlerin bu konulardaki ilgisini görme imkânına bu sistemle kavuşacak. Ayrıca sistemin standarda tabi olması, işletmelerin kaçak veya dolambaçlı yanıtlar vermesinin de önüne geçeceği için raporlar, bir notada tanıtım mecrası olmaktan da çıkacak.
Türkiye’de 2008 yılında yalnızca yedi adet sürdürülebilirlik raporu yayımlanmışken 2017 yılında yayımlanan rapor sayısı 42 oldu. 2021 yılında bu rakam 395’e ulaştı. Üstelik 395 raporun 329 tanesi Küresel Raporlama Girişimi (GRI) standartlarına uygun olarak yayımlandı.
TÜRKİYE’NİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK TABLOSU
2008 yılında dünya genelinde bin 505 adet rapor yayımlanmışken 2017 yılında bu sayı 6 bin 491’e ulaştı. 10 yıllık süreçte dünya genelinde yayımlanan rapor sayısı yüzde 431 oranında arttı. Türkiye’de de bu durum, dünya genelindeki seyirle paralellik gösterdi. Türkiye’de 2008 yılında yalnızca yedi adet sürdürülebilirlik raporu yayımlanmışken 2017 yılında yayımlanan rapor sayısı 42 oldu. 2021 yılında bu rakam 395’e ulaştı. Üstelik 395 raporun 329 tanesi Küresel Raporlama Girişimi (GRI) standartlarına uygun olarak yayımlandı.
Günümüzün değişen koşulları, paydaş ve piyasa beklentisi ile sürdürülebilirliğe verilen önem göz önünde bulundurulduğunda, işletmelerin sürdürülebilirliğe daha çok yatırım yapması gerektiği ve yapılan yatırımlar ile bunların etki ve sonuçlarının özellikle uluslararası geçerliliğe sahip standartlara uygun olarak raporlanıp kamuoyu ile paylaşılması oldukça mühim!
YAYGIN KULLANILAN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMA STANDARTLARI VE REHBERLERİ
- Küresel Raporlama Girişimi (GRI)
- Karbon Saydamlık Projesi (CDP)
- İklim Beyanları Standartları Kurulu (CDSB)
- Sürdürülebilir Muhasebe Standartları Kurulu (SASB)
- İklimle İlişkili Finansal Beyanlar Görev Gücü (TCFD)
- Birleşmiş Milletler Sorumlu Yatırım İlkeleri (UNPRI)
- Kurumsal Raporlama Diyaloğu (Corporate Reporting Dialogue)
- AA1000APS Hesap Verebilirlik Prensipleri Standardı (Account Ability Principles Standard)
- Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC)
- OECD Çokuluslu İşletmeler Rehberi (OECD MNE Guidelines)
- IFC Performans Standartları (IFC Performance Standards)