Sanayi devrimiyle birlikte artan enerji ihtiyacı, yerini önce kömüre, ardından petrole ve 1980’lerden sonra ise doğal gaza bıraktı. Gelişen ve dönüşen dünyada çoğalan nüfusla birlikte üretimin hızla artması beraberinde sürekli tüketen ve kirleten bir sistem meydana getirdi. Fosil yakıtların yanmasından elde edilen enerji üretimi, artık sürdürülebilir değil. Tüm dünyada enerjiye olan ihtiyaç artarken fosil yakıtların neden olduğu karbon salınımının azaltılması yolunda temiz enerji kaynaklarına yönelmek kaçınılmaz hâle geldi. Rusya-Ukrayna savaşının küresel enerji kaynaklarında yarattığı kesintiler, hükûmetlerin enerji güvenliği stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine ve daha çeşitli, yerel enerji kaynaklarına yönelmelerine neden oldu. Aynı zamanda net sıfır emisyon hedefine ulaşma konusunda kararlılıklarını da artıran birçok ülke, enerji arz güvenliğini sağlamak ve enerjide dışa bağımlılığını azaltma noktasında nükleer enerji yatırımlarını hızlandırdı.
Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 17. sayısından (Temmuz-Ağustos 2024) ulaşabilirsiniz.