fbpx

Plastiğin Peşinde Adriyatik Sahillerinde Bir Yolculuk

İtalya’nın Puglia bölgesinde doğa gözlemciliği yapan Enzo Suma, “Archeoplastica” projesiyle Adriyatik sahillerinde topladığı plastiklerin hikâyelerini, kaç senedir doğa üzerinde seyahat ettiklerini araştırıyor. Plastiğin tek kullanımlık doğasına farkındalık yaratmayı amaçlayan Suma, “Birkaç dakikalık uygulamalar için yüzyıllarca dayanacak bir malzeme kullanıyoruz.” diyor.

Deniz, kendine ait olmayan şeyleri ve yüzen her şeyi geri verir… Bazen yıllarca bir kumsalın altında sessizce uyuyan atıkları gelgitlerle tekrar dolaşıma sokar. Kimi organik atık doğada kendi kendiliğine çözünürken plastik gibi atıkların seyri dünya üzerinde yıllarca hatta yüzyıllarca devam eder. Denizler ve okyanuslar ise plastik atıkları dünyanın bir ucundan diğer ucuna taşıyarak bu yolculuğu sonsuz bir döngüde sürdürür. Enzo Suma, İtalya’nın Puglia bölgesinde, Ostuni’de yaşayan bir doğa gözlemcisi. Denizleri plastiklerden arındırmak ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla son beş yıldır Adriyatik Denizi sahillerinde bulduğu plastik atıkları topluyor. Hatta artık kendini “plastik atık koleksiyoneri” olarak tanımlıyor. Fikri 2018 yılında ortaya çıkan, resmî olarak 2021 yılında hayata geçen “Archeoplastica” projesinde bu buluntuları bir araya getirerek plastiklerin hangi yıla ait olduğunu, üretici firma ve ülkesini, ardından hikâyesini araştırıyor. 500’den fazla buluntuyu, oluşturduğu sanal müzede hikâyeleriyle sergiliyor. Onunla birlikte dünya çapında plastiklerin peşine düşen bir topluluk var. Amacı; herhangi bir markayı kötülemek değil; yüzyıllarca doğada kalabilen bir ürünün yani plastiğin, tüketim kültürünün en büyük handikabı olan “tek kullanım” alışkanlığı içinde dünyaya verdiği zararı insanlara anlatabilmek.

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 12. sayısından (Eylül-Ekim 2023) ulaşabilirsiniz.

Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

“Afette Beslenme Hızlı, Etkin ve Basit Planlı Olmalı”

STK’lar, beslenme uzmanları ve şefler bir araya gelerek afet dönemlerinde beslenme ihtiyacını karşılamak üzere yeni bir proje geliştirdiler: “afet gıdaları paketi”. Fikri geliştiren isimler; UNDP İyi Niyet Elçisi, İhtiyaç Haritası Kurucusu, oyuncu Mert Fırat ve Beslenme Uzmanı Elvan Odabaşı ile projenin detaylarını konuştuk.Yaklaşık 350 bin kilometrekare alanda hasara yol açan ve 14 milyon kişiyi etkilediği düşünülen 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Üzerinden zaman geçtikçe, afet durumunda ortaya çıkan ihtiyaçlar ve yapılan hatalar da daha net tespit edilebildi elbette. 6 Şubat depremlerinde hayatta kalan insanların ihtiyaçları arasında, soruna dönüşen konulardan birinin de beslenme olduğunu gördük. Yardım amaçlı Türkiye’nin her yerinden gönderilen gıdalar, hayati 72 saatten sonra anca bölgeye ulaştırılabildi. Ulaşan gıdaların birçoğu da dayanıksız, çabuk bozulabilecek ürünlerdi. Tonlarca ekmek, küflenerek çöpe gitti. Ulaştırılan kutuların içinde makarna, bakliyat gibi ürünler vardı. Ancak ilk 72 saatte bunları pişirebilecek su, elektrik ve ateşi bulabilmek imkânsızdı. İnsanların hayatta kalmak için yedikleri besinlerin çoğu, hızlı dışkılama ihtiyacı doğurdu ancak bölgede tuvalet bulmak bile bir süre mümkün olmadı. Oluşan her bir sorun, diğer bir soruna zemin hazırladı.
Oku

“İnsanlığın Geleceği Tohumda Saklı”

Sağlık ve beslenme üzerine yaptığı ezber bozan yorumlarla dikkat çeken Dr. Ümit Aktaş ile bir araya geldik. “Hastalıkların şifası ilaçta değil, doğru beslenmede” diyen Aktaş, laboratuvarda üretilen hibrit tohumların hastalıkları artırdığını söylüyor.