fbpx

Şehirlerde Sürdürülebilirlik Hareketi

Dünyada kentleşme ve modernleşme hızı artarken aynı oranda çevre kirliliği artıyor ve temiz su kaynakları azalıyor. Daha sürdürülebilir bir dünya için yerel yönetimlere büyük iş düşüyor.

Endüstri devrimiyle birlikte gelişen kentleşme, bir yandan şehir insanının yaşam konforunu artırırken diğer yandan doğal kaynakların azalmasına ve sürdürülebilir bir yaşamı tehdit etmeye devam ediyor. Şehirlerde su, enerji, sağlık, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçların sürekli karşılanabilmesi için vakit kaybetmeden harekete geçilmesi gerekiyor. Bu konuda yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor. Türkiye’de sorumluluğunun bilincinde olan ve sürdürülebilirlik çalışmalarında başarılı adımlar atan belediyelerin çalışmalarına daha yakından bakmaya karar verdik.

HIZRAY sadece İstanbul’u bir uçtan bir uca bağlamayacak, aynı zamanda İstanbul’un üç havalimanını da birbirine bağlamış olacak.

İstanbul Ulaşıma Odaklandı

İstanbul ulaşıma odaklandı.

16 milyon nüfuslu megakent İstanbul’da sürdürülebilirliğin önündeki en büyük engel ulaşım. 2040 yılında nüfusun yaklaşık 19 milyona ulaşacağı hesaba katılırsa bu konuda geliştirilecek çözümler büyük önem taşıyor. Bu amaçla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından bir ‘Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı’ hazırlandı. Mart ayında Ekrem İmamoğlu tarafından kamuoyuna açıklanan plan kapsamında, dünyaca ünlü şehirlerde olduğu gibi, Tarihî Yarımada’ya araç girişini sınırlandırılması, girişinin yapanlardan daha fazla ödeme alınması gibi yöntemler planlanıyor. Plan dâhilinde HIZRAY Projesi’ne dikkat çeken Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un kuzey ve güney aksındaki metro hatlarını İstanbul’u doğusundan batısına yol alacak HIZRAY ile birleştireceklerini söyledi. Bu hattın, 100 kilometre/saat ortalama hızla hareket edeceğini belirten İmamoğlu, “HIZRAY sadece İstanbul’u bir uçtan bir uca bağlamayacak, aynı zamanda İstanbul’un üç havalimanını da birbirine bağlamış olacak” diye konuştu. Maliyeti yaklaşık 6 milyar dolar olarak ifade edilen projeye, kentteki tüm raylı sistem hatlarını birbirine bağlayacak ve trafiği son derece rahatlatacak bir proje gözüyle bakılıyor.

Kadıköy’den Yağmur Suyu Hasadı Projesi

Tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı acı gerçeklerden biri de su kaynaklarının giderek tükeniyor olması. Özellikle kişi başına su tüketiminde dördüncü olan Türkiye, su tasarrufu yapması gereken ülkelerin başında geliyor. Uzmanlar su tüketimi böyle devam ederse kuraklık günlerinin çok da uzak olmadığı konusunda uyarıyor.

Kadıköy Belediyesi tarafından başlatılan çalışma ise başka ilçe ve şehirlere örnek niteliğinde. Kuraklık ve susuzlukla mücadele amacıyla, yağmur suyu ve gri suların yeniden kullanımı için harekete geçen Kadıköy Belediyesi, yasal prosedürün tamamlanması ile birlikte uygulamaya geçmeyi planlıyor. Yapılacak düzenleme ile Kadıköy’de 400 metrekare ve üzeri büyüklüklerdeki parsellerde inşa edilecek tüm yeni binalarda, toplama tankları yapılarak buralarda yağmur suları biriktirilecek. Biriktirilecek yağmur sularının bahçe sulama, sifonlarda ve benzeri işlerde kullanımının da da zorunlu hâle getirilmesi amaçlanıyor. 2020 yılında Ekolojik Yaşam Parkı, Kozyatağı Kız Öğrenci Yurdu ve Kayışdağı Hizmet Binası’nda pilot uygulama çalışmaları başlatan Kadıköy Belediyesi, yağmur suyu hasadı projesiyle bugüne dek 740 ton su tasarrufu elde etti.

Kontrol edilmekte güçlük çekilen yangınların bir daha yaşanmaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi Akıllı İhbar Sistemi’ni (AİS) geliştirdi.

İzmir’de Orman Yangınlarına Karşı Akıllı Sistem

Geçen yıl günlerce söndürülemeyen ve Türkiye’nin güney sahillerini küle çeviren orman yangınlarının üzüntüsünü üzerimizden atabildiğimizi söylemek güç. Kontrol edilmekte güçlük çekilen yangınların bir daha yaşanmaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi Akıllı İhbar Sistemi’ni (AİS) geliştirdi. İzmir’deki ormanlık alanların yüzde 46’sını gerçek zamanlı görüntü işleme teknolojisi ile 24 saat izleyen kameralar sayesinde en ufak bir duman bile anında tespit edilebilecek. Orman yangınları ile başa çıkmak ve erken müdahalede bulunabilmek amacıyla hayata geçirilen Akıllı İhbar Sistemi ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer şöyle konuştu: “Son üç yıl içinde çok büyük felaketler yaşadık. Pandemiden depreme, büyük su taşkınlarından hortuma, hatta tsunamiye kadar hepsini yaşadık. İnsanlığın yüz yüze olduğu iklim krizi, yalnızca uzak coğrafyalarda yaşanan etkiler bırakmıyor. Bizim coğrafyamız da artık iklim krizi ile yüzleşiyor. Büyük afetlerle karşılaşmaya başladık. Her an bunlarla yüzleşeceğimiz tehdidini fark ettik. Onun için uzunca bir süredir en öncelikli hedefimiz olarak dirençli bir kent olmayı hedefimize koyduk”.

AİS tespit ettiği görüntüyü AKOM, 112 Çağrı, İtfaiye Merkez 2 ve Belediye Merkez 1 İhbar hatlarında bulunan yetkililere gönderiyor. Çağrı merkezindeki yetkililer, görüntüye ulaşıp alanı canlı olarak izlemeye başlıyor. İnceleme sonucunda riskli bir durum olduğu belirlenirse koordinat ve adres bilgileri bölgeye en yakın itfaiye istasyonuna iletiliyor. İzmir’de iklim krizi ve kuraklığa dirençli bir kent yaratma hedefinden hareketle, yeşil alanlara sulama gerektirmeyen, bakımı kolay bitkiler ekilmesi de planlanan çalışmalar arasında yer alıyor.

Samsun Zehirsiz Kent Olma Yolunda

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de “zehirsiz kent” olma yolundaki başarı örneklerinin sayısı her geçen gün artıyor. Bu konudaki iyi örneklerden biri de Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Samsun Belediyesi, tüm canlıların yaşamını tehdit eden pestisit ve biyosidal ürünler yerine, ekolojik ve doğa dostu alternatifleri kullanacağına dair taahhütte bulunan ilk belediye oldu.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Avrupa Birliği tarafından desteklenen Avrupa Pestisit Eylem Ağı ortaklığı ve Zehirsiz Sofralar Platformu iş birliğiyle yürüttüğü “Zehirsiz Kentlere Doğru” projesi kapsamında başlatılan “Zehirsiz Kentler için Harekete Geç” başlıklı imza kampanyası için Samsun Büyükşehir Belediyesi taahhüt belgesini imzaladı. Buna göre belediye, halka açık alanlarda herbisit (ot zehiri) kullanımının 2025 yılına kadar sonlandırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması, diğer pestisitlerin ve biyosidal ürünlerin kullanımının ise 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltılması yönünde söz verdi. Ayrıca proje kapsamında 2040 yılına kadar belediyenin kontrolü altındaki halka açık alanlarda tüm pestisit ve biyosidal ürünlerin tamamen ortadan kaldırılması hedefleniyor.

Konya’nın Bisikletli Temizlikçileri

Bisikletle ulaşıma yatırım yapan bir başka şehir ise Konya. Gaziantep’ten farklı olarak kendi belediyesinin temizlik ekiplerine bisiklet tahsis eden Konya Büyükşehir Belediyesi, bu çalışmasını şehir içi trafiği hafifletmek ve bisiklet kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla gündemine aldı. 550 kilometre ile Türkiye’nin en uzun bisiklet yolu ağına sahip şehri Konya’daki temizlik bisikletleri hem çevre dostu olması hem de personelin rahat çalışabilmesi adına oldukça avantajlı. Konya sanayisinde yerli olarak üretilen çevre temizlik bisikletleri, şimdilik şehrin tarihî merkezinde ve büyük parklarda kullanılıyor. Yurt dışında kargo bisikleti olarak bilinen bisikletler, sunulan hizmetlerin daha pratik ve çevreye duyarlı bir şekilde yapılmasına fırsat sunuyor.

Sürdürülebilirlik ve Çevre Tasarımı

Ağrı’dan Bitlis’e Jeotermal Enerji ile Seracılık

Yenilenebilir enerji kaynaklarının içinde yer alan jeotermal enerji, Kuzeydoğu Anadolu’da ekonomik kalkınmanın umudu oldu. İşsizlik ve göç sorunlarının en çok görüldüğü kentlerden Ağrı, Van ve Bitlis’te jeotermal enerjinin kaynak olarak kullanıldığı seralar kuruldu.
Seracılık daha çok olumsuz iklim koşulları bulunan ve jeotermal enerji bakımından zengin yerlerde tercih ediliyor. Türkiye’de özellikle Afyon, Akdeniz ve Ege kıyılarında yapılan jeotermal enerji ile seracılık yöntemi, Kuzeydoğu Anadolu’da da önemli bir potansiyel oluşturuyor. Nemrut ve Süphan gibi aktif volkanik dağların yer aldığı bu bölgelerde, Tarım Bakanlığı’ndan alınan destekle seralar kurulmaya başlandı. Seralar, Ağrı’nın Diyadin ve Van’ın Çaldıran ilçelerinde Tarım Bakanlığı’yla ortaklaşa yürütülen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sera Bölgesi (TDİOSB) Projesi’yle hayata geçirildi. Son zamanlarda sera yatırımları artarken üretilen ürünler ise iç pazara arz ediliyor.

Aydın, Ata Tohumuna Sahip Çıktı

Sürdürülebilir tarım, doğal kaynakların daha bilinçli kullanılarak üretimin çevre dostu bir şekilde yapılmasını gerektiriyor. Tarımın yerel kaynaklarla yapılmasını desteklemek de sürdürülebilirliğin bir parçası. Aydın Büyükşehir Belediyesi, örnek bir çalışmayla yerel tarımı daha da güçlendirmek ve sürdürülebilirliğe katkıda bulunmak için ata tohumları kullanarak üretim yapıyor. Sultanhisar ilçesindeki serasında üretim yapan Büyükşehir Belediyesi, yöreye ait Koçarlı pembe domates, Yenipazar tatlı biber ve Aydın karası patlıcan sebzelerini yetiştirerek ilk mahsullerini aldı. Sebzeler, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin üretici ve tüketiciyi aracısız olarak bir araya getirdiği Halk Ege Et marketlerinden satın alınabiliyor.

Düzce’ye Türkiye’nin İlk Yeşil OSB’si

Türkiye’nin AB’ye yönelik ihracatına devam edebilmesi için sanayide ve üretimde yeşil üretim yapması şart. Çünkü 2030 yılına kadar AYM kurallarına uymayan firmalar, ihracat yaparken karbon vergisi ödemek zorunda kalacak. Bu gerçekten hareketle Düzce Belediyesi önderliğinde Türkiye’nin ilk Yeşil OSB’si Çilimli’de kurulacak. 95 hektarlık alana kurulan Çilimli Organize Sanayi Bölgesi tam doluluğa ulaştı. Fizibilite raporu hazırlanan ve elektrik sistemi tamamlanan Yeşil OSB’nin yakından altyapı ihalesi de gerçekleştirilecek. Yatırımcısını 5. Bölge teşviklerinden faydalandırma ve yeşil konseptiyle Avrupa Birliği’ne ihracatı kolaylaştırma özellikleri sunan OSB’nin, ihracatının yüzde 70’ini Avrupa’ya gerçekleştiren Düzce’nin rekâbet gücünü artırması hedefleniyor.

Nevşehir’den Akıllı Atık Yönetimi

Şehirlerde nüfus arttıkça atık yönetimi de güçleşiyor. Verimsiz yapılan atık yönetimi ise hem vatandaşların refahına hem de doğaya zarar veriyor. Geleneksel metotlarla baş edilemeyen atıklar için geliştirilen yenilikçi atık yönetimi çözümleri ise kentlerdeki yaşam kalitesini artırıyor. Bu yolu benimseyen Nevşehir Belediyesi’nin kullandığı sistem ise şöyle işliyor: Sensörler aracılığıyla çöplerdeki doluluk oranı, sıcaklık, konum ve hareketler anlık olarak ölçülüyor ve veriler bulut tabanlı bir sisteme aktarılıyor. Verilerden yola çıkarak günlük olarak optimize edilen atık toplama rotaları belirleniyor. Şoförlerin kolaylıkla kullanabildiği navigasyon sistemleri sayesinde her gün ölçüm alınarak rota oluşturuluyor. Bu yöntemle yakıt kullanımında yüzde 15 oranında azalma sağlayan Nevşehir Belediyesi, aylık olarak ortalama 712 kilometre ve 37 saat tasarruf etti. 672 ton atık toplanan ve görev performansının iki kat arttığı şehirde operasyon harcamaları ise yarı yarıya azaldı.

Sürdürülebilir Şehirler

Sekiz Şehirde “Herkes İçin Bisiklet!”

Fosil yakıt kullanımını azaltan ve bu sayede havanın kirlenmesini önleyen bisikletlerin kent içi ulaşımda yaygınlaştırılması ve kullanım alanlarının genişletilmesi şehirlere nefes aldırıyor. Bu konuda “WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler” tarafından “Herkes için Bisiklet!” Projesi kapsamında sekiz pilot şehir seçildi. İlk kez Adana, Antalya, Eskişehir, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Kocaeli ve Konya şehirlerinde uygulanacak projenin seçim sürecinde, kentlerdeki bisikletli ulaşım altyapısı, ileriye yönelik yatırımlar ve bisiklet konusunda çalışan aktif STK’ların bulunması etkili oldu. 1 Nisan’da başlayan ve bir yıl sürecek proje, birkaç aşamadan oluşuyor. Öncelikle sekiz şehirden yerel yönetim temsilcileri ile bisikletle ilgili STK’ların, merkezi yönetim temsilcilerinin ve proje ortağı Fietsersbond’ın katılımıyla bir başlangıç toplantısı yapılacak ve iyi uygulama örnekleri paylaşılacak. Ardından seçilen şehirlerin belediye temsilcilerine politika geliştirme, katılım, temsilcilik ve lobicilik faaliyetlerine odaklanan kapasite geliştirme eğitimleri verilecek. Eğitim bitiminde ise yerel ve ulusal eylem planlarının hazırlanması hedefleniyor.

Total
0
Paylaşım