fbpx

Sürdürülebilir Finansta İnovatif Uygulamalar

Kişilere ve kurumlara finans sağlanmasında çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) hususlarının dikkate alındığı finansman türü olan sürdürülebilir finans, inovatif uygulamalarla müşterilerinin faaliyetlerine artı değer katıyor.

Geleneksel yöntemlerde yatırımcılar, kararlarını yalnızca finansal verilere dayalı olarak alırken günümüzde şirketlerin ESG raporları ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları da karar noktasında önemli bir kriter olarak değerlendiriliyor. Sürdürülebilir finans, çevreye verilen zararların, sera gazı salımının, atıkların azaltılmasının, doğal kaynak kullanımının, verimliliğin artırılmasının ve çevre kirliliği ile mücadele gibi konuların güçlü bir finans anlayışının benimsenmesiyle mümkün olduğu fikrini benimsiyor. Ekonominin büyümesine destek olmayı hedefleyen sürdürülebilir finans anlayışında, finansal sistemin sürdürülebilirliği üzerinde etkili olabilecek risklere karşı farkındalık yaratılması da önem arz ediyor. Söz konusu durum için tüm paydaşlar arasında şeffaflığın sağlanması, kurumsal ve finansal aktörlerin risklerinin etkin ve sürdürülebilir bir yönetim stratejisi ile azaltılması amaçlanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından oluşturulan BM Sorumlu Yatırım İlkleri Girişimi ile BM Sürdürülebilir Borsalar Girişimi (SSE), sermaye piyasalarında sürdürülebilir finans anlayışının benimsenmesinde önemli bir rol oynadı. Finansal sürdürülebilirliğin küresel açıdan gelişmesi noktasında Dünya Bankası’nın özel sektör kolu olan International Finance Corporation (IFC), Avrupa Yatırım Bankası, Bankacılık Çevre Girişimi, Ekvator Prensipleri, Sorumlu Yatırım Prensipleri gibi iş birliğine dayalı girişimler de etkili oldu. Diğer taraftan sürdürülebilir ekonomiye geçişi hedefleyen Avrupa Birliği (AB), sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek amacıyla yeni bir finansal sistem kurma çabalarına devam ediyor.

FİNANS SEKTÖRÜ FARK YARATAN UYGULAMALARA İMZA ATIYOR

Ekonomi, insan ve insan odaklı gelişimin odağında yer alırken iş dünyasında alınan kararlarda da belirleyici rol oynayan kavramların başında bulunuyor. Bireylerin, kurumların ve tüm işlerin varlığını uzun süreli devam ettirebilmesi için finansmana erişim sağlaması gerekiyor. Günümüzde finans alanında sürdürülebilirlik kavramı önem kazanırken sürdürülebilir finans, iş dünyasının ve toplumun menfaati açısından çevresel, sosyal ve yönetişim kriterlerini iş ya da yatırım kararlarına entegre eden tüm finansal hizmetleri kapsıyor. Gezegenin ve toplumun menfaati adına gereken dönüşümün daha sürdürülebilir bir ekonomiye ve geleceğe yönelmesini desteklemek için finansal hizmetler endüstrisi, birbirinden inovatif uygulamalar ve kararlarla finansal sürdürülebilirliğe odaklanıyor. Başta bankalar olmak üzere finans alanında faaliyet gösteren birçok kurum ve kuruluş gerek kendi iş süreçlerinde gerekse müşterilerine sundukları hizmetlerde daha sürdürülebilir bir dünya yaratmak amacıyla fark yaratan uygulamalara imza atıyor. Finans kurumları, müşterilerinin yatırımlarının, kredilerinin ya da operasyonel finansmanlarının potansiyel, sosyal ve çevresel riskleri, fırsatları nerelerde değerlendirmesi gerektiği konusunda destek sağlıyor. Riskleri azaltmaya ve sürdürülebilirliği karar alma sürecine dâhil etmeye çalışan kurumlar, çeşitli araştırmalara destek olarak sürdürülebilirliğin etkilerine göre müşterilerini yönlendirebiliyor. Finansal kuruluşlar iklim açısından nötr bir ekonomiye geçiş, sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, mevcut yatırım açığını kapatmak ve sürdürülebilir finansmanı büyütmek için çalışmalarını sürdürüyor.

BANKALAR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN ÖNEMLİ BİR PARÇASI HÂLİNE GELDİ

Sürdürülebilir finans anlayışında yatırımların daha sürdürülebilir teknolojilere ve işletmelere yönlendirilmesi gerektiği düşüncesi de ortaya çıkıyor. SSE, 2018 yılında 50 trilyon dolardan fazla varlığa sahip olan bankacılık sektörünün, sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmede büyük rol üstlenebileceğini ifade etti. Finansman kuruluşları, kredilendirme politikalarına sürdürülebilirlik ölçütlerini dâhil ederek sürdürülebilirlik kavramını daha geniş kitlelere yayıyor. Karbon ayak izini azaltmak amacıyla gerekli önlemleri alan şirketler, bankalar tarafından daha yüksek biçimde değerlendiriliyor. Türkiye’de UN Global Compact imzacısı olan sekiz banka, kredi süreçlerinde çevresel ve sosyal risklerin değerlendirilmesi ve ilgili politikalara entegre edilmesi yönünde Global Compact Türkiye liderliğinde hayata geçirilen Sürdürülebilir Finansman Bildirgesi’ni imzaladı. Bu bildirge, Türkiye’de finans sektöründeki mevcut uygulamaları daha ileri noktaya taşıyan ve tüm aktörleri sürdürülebilir gelecek için gelişme atmaya yönelten önemli bir gelişme oldu.

HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN YILLIK 3 MİLYAR DOLAR YATIRIM GEREKİYOR

Özel sektörden kamuya, devletlerden kişilere kadar herkesin ihtiyaç duyduğu bankalar; çevre, insan hakları ve sosyal adalet gibi konularda hizmetleriyle belirleyici bir misyon üstleniyor. Sürdürülebilirliğin önemli bir parçası hâline gelen finans sektörü, sürdürülebilir finans uygulamaları sayesinde tüm sektörler için dönüştürücü bir potansiyele sahip. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına erişilebilmesi ve 2030 hedeflerinin yakalanabilmesi için yıllık 2,5-3 milyar doları civarında yatırım ihtiyacı bulunuyor. Düşük karbonlu ve kapsayıcı büyüme için sunulan finansal araç ve ürünlerin geliştirilmesi, bu noktada önem taşıyor.

Sürdürülebilir finansın öncelikli konuları arasında düşük karbonlu ekonomiye geçiş, yenilikçi finansal araç ve ürünlerin geliştirilmesi, sürdürülebilir kalkınma odaklı iş birliklerinin artırılması gibi adımlar bulunuyor. Sürdürülebilir finans ürünleri, çevresel ve sosyal gelişim yatırımları için alternatif finansman kaynağı da yaratıyor.

GARANTİ BBVA

“KÖMÜRÜ VE KÖMÜRLE İLİŞKİLİ AKTİVİTELERİ FİNANSE ETMEYECEĞİMİZİ DUYURDUK”

Garanti BBVA olarak 16 yılı aşkın süredir sürdürülebilirlik konusuna dokunan birçok farklı ürünümüzün yanı sıra iklim değişikliği ve kapsayıcı büyümeye yönelik kurum içine entegre ettiğimiz politikalarla çalışmalarımıza yön veriyoruz. Sürdürülebilirlik alanında yenilikçi çalışmalar üretmek ise benimsediğimiz en önemli misyonlarımızdan biri.

Bu misyonumuz doğrultusunda dünyanın ilk ESG bağlantılı sendikasyon kredisini, dünyada ilk ve tek yeşil halka arzı, Türkiye’de ilk kez uygulanan yeşil kredi ve cinsiyet eşitliği kredi yapısını finansal piyasalara tanıttık. Türkiye sürdürülebilir finans piyasasını hareketlendirmek üzere Garanti BBVA İklim Endeksi gibi inovatif ürünlerimizi hayata geçirdik. Ayrıca bireysel müşterilerimize alışveriş kredisi üzerinden kolayca kullanım imkânı sağladığımız “Çatı GES” ve çevreci bina yalıtım kredilerimiz bulunuyor. Hem bireysel hem de kurumsal müşterilerimize çevreci taşıt kredisi imkânı sunuyoruz. Enerji verimliliği yüksek binaları desteklemek amacıyla Türkiye’nin ilk yeşil konut kredisi uygulaması olan “Yeşil konut” ürünümüz bulunuyor. Geri dönüştürülebilir plastikten üretmeye başladığımız Çevreci Bonus kartının yanı sıra sektörde yine bir ilki gerçekleştirerek geri dönüşümü mümkün olmayan kâğıt sliplere talebi azaltacak dijital slip uygulamasını hayata geçirdik. Sürdürülebilirlik hareketini tabana yaymak için mobil bankacılık uygulamamız aracılığıyla müşterilerimize harcamaları üzerinden karbon ayak izlerini takip etmeleri ve sunduğumuz önerilerle azaltmaları imkânını sunan “Ekolojik durumum” özelliğini geliştirdik.

Mart 2021’de Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek kömürü ve kömürle ilişkili aktiviteleri finanse etmeyeceğimizi duyurduk. Küresel bankacılık sektörünün en güçlü taahhüt grubu olarak bilinen Birleşmiş Milletler Net-Sıfır Bankacılık Birliği üyeliğimizle portföyümüzü en geç 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefiyle uyumlu hâle getirme doğrultusunda stratejiler geliştirme sözü verdik ve ülkemizde bu taahhüdü veren ilk banka olduk.

CANER IŞLAK | HSBC Türkiye Kurumsal Bankacılıktan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı

“MÜŞTERİLERİMİZİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DÖNÜŞÜMÜ İÇİN 750 MİLYAR-1 TRİLYON DOLAR ARASINDA FİNANSMAN SAĞLAYACAĞIZ”

Caner Işlak

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında grup olarak güçlü taahhütlerimiz bulunuyor. 2050 yılına kadar da tüm müşteri tabanımızda sıfır karbon emisyon hedefine ulaşmayı ve müşterilerimizin bu dönüşümü sağlayabilmesi için grup olarak 750 milyar dolar ile 1 trilyon dolar arasında finansman sağlamayı planlıyoruz.

Reel sektörün sürdürülebilirlik alanında yeni projeleri hayata geçirmesi için uzmanlığa, iş birliğine ve finansman desteğine ihtiyacı var. Finansal kurumlar alanında aracılık ettiğimiz sürdürülebilir formattaki Eurobond işlemleri arasında Akbank’ın 500 milyon dolar büyüklüğünde Türk bankacılık sektörü mevduat bankaları arasındaki ilk sürdürülebilir sermaye benzeri tahvil ihracı, Ziraat Bankası’nın 600 milyon dolar büyüklüğünde ilk sürdürülebilir tahvil ihracı ve Kuveyt Türk’ün dünyada bir ilk niteliğinde olan 350 milyon dolar büyüklüğünde sürdürülebilir sermaye benzeri sukuk ihracı yer alıyor. Bunun yanında, Akbank, Yapı Kredi, DenizBank, TEB, Türkiye İş Bankası, VakıfBank ve QNB Finansbank gibi Türk bankalarının sürdürülebilir sendikasyon kredisi işlemlerine de destek verdik.

Kurumsal bankacılık tarafında 2021’de Borusan Grubu’na elektrikli ve hibrit araç ithalatını finanse etmek için üç yıl vadeli, 53 milyon dolar tutarlı yeşil kredi desteği verdik. Modern Karton’a atık kâğıt satın alımını desteklemek için bir yıl vadeli, 25 milyon dolar tutarında yeşil ticari kredi sağladık. 2022’de de önemli sürdürülebilir finansman işlemlerine imza atmayı sürdürdük. Ankara-İzmir Hızlı Tren Projesi kapsamında bugüne kadarki en yüksek tutarlı sürdürülebilir sivil altyapı projesinde katılımcı banka olarak yer aldık. Coca-Cola İçeçek AŞ’nin 500 milyon dolar tutarlı, yedi yıl vadeli sürdürülebilirlik endeksli tahvil ihracına aracılık ettik. Doğuş Otomotiv’e Porche Taycan markalı yüzde 100 elektrikli araç alımı için iki yıl vadeli, 8,75 milyon euro tutarlı yeşil finansman kredisi sağladık.

Yeşil araç kredisi, HSBC Portföy Çevresel Sürdürülebilirlik Hisse Senedi Fonu, geri dönüştürülebilir kredi kartları bu alandaki yaklaşımımızın güzel yansımalarını oluşturuyor.

MERAL MURATHAN | TSKB Genel Müdür Yardımcısı

“2030 YILINA KADAR 8 MİLYAR DOLAR SKA BAĞLANTILI FİNANSMAN SAĞLAMAYI HEDEFLİYORUZ”

Meral Murathan

TSKB için sürdürülebilirlik, son 30 yıldır değer yaratma modelimizin merkezinde yer alıyor. Yeşil dönüşümün, sosyal kapsayıcılığın hız kazandığı günümüzde sürdürülebilir bankacılık modelini oldukça erken bir dönemde uçtan uca entegre etmeyi başarmış bir kurum olarak ayrışıyoruz. Türkiye’de ISO 14004 ve ISO 14064 sertifikasyonlarına sahip ilk banka olmak, sektörümüzde ilk sıfır-karbon ofis uygulamaları, kredilerin çevresel ve sosyal risklerinin ölçümü, ülkemizin ilk sürdürülebilir ve yeşil temalı tahvillerini ihraç etmek veya yeşil sukuk gibi işlemlere aracılık etmek gibi pek çok önemli ilki başarmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Bugün Türk özel sektörünün yatırımlarına aktarmak üzere temin ettiğimiz global fonların yaklaşık yüzde 80’inin ESG bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Son dönemde yeşil dönüşüm ve kapsayıcılık alanlarında Japonya Uluslararası İş Birliği Bankası (JBIC) ile 220 milyon dolar, IFC ile 100 milyon dolar tutarında kredi anlaşması imzaladık. EBRD ile de Nisan ayında 53,5 milyon euro tutarında kredi anlaşmasına imza attık. Bu kredilerle yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanındaki yüksek teknolojili yatırımlarla, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın istihdamını destekleyen şirketlere finansman sağlayacağız. 2030 yılına kadar 8 milyar dolar SKA bağlantılı finansman sağlamayı hedefliyoruz. 2025 yılına kadar SKA bağlantılı kredi oranımızı ise yüzde 90 seviyesinde tutmayı planlıyoruz. Sadece iklim ve çevre ile ilgili SKA bağlantılı kredi oranı hedefimiz, yüzde 60.

2021 yılında Citi ile imzaladığımız 25 milyon dolar tutarındaki dış ticarete dayalı sürdürülebilir fonlama anlaşması ise bir ilk niteliğinde. Müşterilerimizin SKA’lara katkısını artırma hedefiyle tasarladığımız, içinde ölçme ve geliştirme boyutları olan kredi modellerimiz sayesinde firmalarımız kendi sektörlerinde yeni ilklere imza atıyor. Çevre ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında Türkiye’nin en kapsamlı dijital platformlarını hayata geçirdik. www.cevreciyiz.com ve www.esitadimlar.com, Türk iş dünyasını en güncel bilgi ve gelişmelerle besliyor. İKSV iş birliği ile hayata geçirdiğimiz Yarının Kadın Yıldızları Eğitim Destek Fonu ise Türkiye’de genç kadın müzisyenlere güç katan ilk uygulama oldu. Sürdürülebilirliği inovasyonla buluşturan ve bu odakta somut çözümler üreten yeni nesil sosyal girişimleri de ilgi odağımıza aldık. Geçen yıl başlattığımız iş birliğimiz kapsamında ulaşılması zor arazilerde havadan tohum atışıyla ağaçlandırma yapan ilk banka olduk. Kredi kullandırımı yaptığımız firmalar adına 150 bin adet tohum topu atışı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

AHMET ALBAYRAK | Kuveyt Türk Genel Müdür Yardımcısı

“SÜRDÜRÜLEBİLİR SUKUKTAN ELDE EDİLEN KAYNAĞI, YEŞİL PROJE FİNANSMANLARINDA DEĞERLENDİRİYORUZ”

Ahmet Albayrak

Sürdürülebilirlik kavramı, finans dünyasının gündeminde ön sıralarda yer alıyor. Kuveyt Türk, faaliyetlerinden kaynaklı çevresel etkiyi en az düzeyde tutmayı, sürdürülebilir finans yaklaşımının ana bileşenleri arasında görmektedir.

Çevresel ve sosyal kredi değerlendirme sisteminden yeşil ürün ve hizmetlere, atık yönetiminden tasarruf planlamalarına, entegre kurumsal sosyal sorumluluk projelerinden yönetişim önceliklerine birçok farklı alanda çalışmalar yürütüyoruz. Geçen yıl Türkiye’de ve dünyada ilk kez global sürdürülebilir tier 2 sermaye benzeri sukuk ihracını gerçekleştirdik. Sürdürülebilir sukuktan elde edilen kaynağı, yenilenebilir enerji finansmanı başta olmak üzere yeşil ve sosyal proje finansmanlarında değerlendiriyoruz. KT Portföy bünyesinde müşterilerimizin hizmetine sunduğumuz sürdürülebilirlik katılım fonu, katılım esaslı olan ilk sürdürülebilir yatırım fonu olmasının yanı sıra aynı zamanda yatırımcıların USD cinsi yabancı hisse ve yabancı kira sertifikalarına da yatırım yapabildiği ilk katılım esaslı fon olma özelliğiyle öne çıkıyor. Başta çatı GES’ler olmak üzere sürdürülebilir projelere finansman desteğimizi giderek artırıyoruz. Bugün Türkiye’de 8 bin 335 megavat olan kurulu güneş enerji santrallerinin 528 megavatı, finansman desteğinde bulunduğumuz 176 proje tarafından karşılanıyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Sıfır Atık Yönetmeliği’ndeki tüm kriterleri yerine getirerek hem genel müdürlük hem de bankacılık ve yaşam üssü binamız için “Sıfır Atık Belgesi”ni almaya hak kazanan ilk katılım finans kuruluşu olduk. 2025 vizyonumuzda sürdürülebilir bankacılık anlayışına vurgu yaparak bu strateji kapsamında 2025 yılına kadar çevresel, sosyal ve yönetişim alanlarında önemli inisiyatifler almayı hedeflemekteyiz.

OSMAN ARSLAN | Halkbank Genel Müdürü

“SIFIR EMİSYON YOLCULUĞUNDAKİ GEÇİŞ PLANLARINDA MÜŞTERİLERİMİZİ DESTEKLEYECEĞİZ”

Halkbank, çalışmalarını ve yatırımlarını Paris İklim Anlaşması doğrultusunda net sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu hâle getirme taahhüdü vererek Net-Sıfır Bankacılık Birliği’ne (NZBA) katıldı. NZBA, Paris Anlaşması doğrultusunda 2050 yılına kadar tüm kredi ve yatırım portföylerinde net sıfır sera gazı salımı taahhüt eden ve küresel bankacılık varlıklarının yaklaşık yüzde 40’ını temsil eden bankaları bir araya getiriyor. UNEP FI tarafından oluşturulan ve 41 ülkeden 111 bankanın üye olduğu birlik, global reel ekonominin net sıfır emisyona geçişinin desteklenmesinde bankaların hayati rol üstlendiklerini kabul ederek öncü bankaların en iyi uygulamalarını paylaşıyor ve uluslararası ölçekte tutarlı bir çerçeveyle karbonsuzlaştırma stratejilerinin uygulanmasına destek oluyor.

Gelecek dönemde başta elektrik üretimine yapılan yatırımların yanı sıra kurumsal ve ticari krediler segmentinde, ayrıca hisse senedi ve tahvil kaynaklı emisyon konularında, karbon emisyonu azaltma hedeflerini göz önünde bulunduracağız. Üyeliğimiz doğrultusunda ilk etapta net sıfır karbon yolculuğunda bilime dayalı kılavuzlar kullanarak 2030 veya daha yakın bir tarih için bir ara hedef belirleyeceğiz.

Gelecek nesillere yaşanabilecek bir dünya bırakma düşüncesiyle sürdürülebilirliğe odaklanan pek çok uygulamayı iş süreçlerimize taşımaya devam ediyoruz. Bankacılık sektörünün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iklim değişikliğiyle mücadelede belirleyici olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Paris İklim Anlaşması doğrultusunda 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmaya yönelik küresel bir çabanın içinde yer almayı önemsiyoruz, bu sürece dâhil olmaktan gurur duyuyoruz. Halkbank olarak reel sektörümüzle birlikte çalışarak sıfır emisyon yolculuğundaki geçiş planlarında müşterilerimizi destekleyeceğiz ve iklimle ilgili alınması gereken önlemlerin hızlandırılması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz.

Total
0
Paylaşım