Dünyanın geleceğinin tek kelimeye, yani “sürdürülebilirliğe” sığdırılarak ticarileştirildiği bir ekonomik düzende, toplumun tarafsız bir basın gücüne ihtiyacı var.
Bizim 1990’da karbon salımlarımızı yüzde 50 azaltmış, 2000’de azaltımı yüzde 80’e çıkartmış, 2010’da ise net sıfır bile değil atmosferden karbondioksit yutan sistemler kurmuş olmamız gerekiyordu. O nedenle lütfen kendi aranızda ne yaparsanız yapın ama bu yaptıklarınızı çok büyük şeylermiş gibi kutlamayın.
Bir ekonominin sürdürülebilirliği için finansal sürdürülebilirlik, teknolojik sürdürülebilirlik veya döngüsel üretim modelleri kadar önemli olan bir diğer faktör de insan kaynağında sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır.