Sürdürülebilirliğin Dramatik Öyküsü

Eski radyolar gibi, dünya da pek çok alt sistemin ve bileşenin birlikte çalıştığı bütüncül bir mekanik dengenin eseridir. Atmosferden okyanuslara, topraktan ormanlara kadar her şey birbiriyle bağlantılıdır.

Yıllardır kitaplığın bir köşesinden bana bakan ve dekorasyon objesi olmanın ötesinde bir işlevi olmayan dede yadigarı radyoyu geçenlerde tamir ettirmeye ve kullanmaya karar verdim. Marka, bugün de dünyanın en büyük elektronik eşya üreticilerinden biri olduğu için zorlanmadan teknik servise ulaştım. Ahşap kasası ve üzerindeki lambasıyla devasa ölçülerdeki radyonun fotoğrafını gönderdiğim müşteri temsilcisi, bir çözüm getiremediği için çağrıyı daha yetkili birine aktardı. Yetkili kişi de içinden çıkamayınca o da bir başkasına, o da yeniden müşteri temsilcisine… Firmayla yaşadığım kısır döngünün sonunda, radyoyu tamir edemeyeceklerini söyleyen ve artık yeni bir radyo almam gerektiğini nasihat eden personelle vedalaşıp radyoyu kendim tamir etmeye karar verdim. Çocukluğu 80’lerde geçmiş olanlar bilir, bizim çocukluğumuz evdeki radyo ve televizyon gibi çeşitli cihazların içini açıp mekanizmalarını inceleyerek geçmiştir. Ne hikmetse, içini açtığımız cihazı ne zaman toparlayıp geri kapatsak, dışarda monte etmeyi unuttuğumuz birkaç parçayı görürdük. Daha da enteresanı, dışarda kalan parçalara rağmen cihazları yeniden fişe taktığımızda genelde sorunsuz çalışıyor olurlardı. Buna literatürde “parça arttırmak” denirdi. Artık otuz sene önceki “parça arttıran” çocuk değildim. Bu özgüvenle radyonun içini açtım, mekanizmayı özenle hafızama kaydettim ve sonra parçalarına ayırdım. Tozunu, kirini, pasını temizledim, kopan telleri yenisiyle değiştirdim. Sonra büyük an geldi, cihazı yeniden çalıştırdım. Ama hiçbir hareket olmadı! Evdekilere fırsat vermeden hummalı bir şekilde tamirci aramaya başladım. Meğer en zoru bu aşamaymış, sonradan anlayacaktım.

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 20. sayısından (Ocak-Şubat 2025) ulaşabilirsiniz.


Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

İklim Kanunu Gerçekten Ne Diyor?

İklim Kanunu tartışması sosyal medyada bilgiyle değil, algılarla şekillendi. Kanuna karşı çıkanların çoğu metni hiç okumadı ve tartışmanın gürültüsü arasında uzmanların sesi ne yazık ki duyulamadı.
Oku

Elektrikli Araçlar ve Sürdürülebilirlik

İklim kriziyle mücadele kapsamında ortaya konulan hedefleri gerçekleştirmek için nihai tüketimi mümkün olduğunca elektrikli hâle getirmemiz önem kazanıyor. 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşabilmek için, küresel olarak satılan araçların 2030’a kadar yüzde 60'ının, 2035’e kadar da yüzde 100'ünün elektrikli olması gerekiyor.
Oku

Soğuk Havalarda Hipotermi Riski

Hipotermi, vücut iç ısısının normalin altına düşmesidir. İnsanların genelde geçiş mevsimlerinde karşılaştığı bir rahatsızlıktır.