Türkiye 31 Mart’ta yeniden sandık başına giderek büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanı, belediye meclisi üyeleri, muhtarlar ve il meclisi üyelerini oylayarak önümüzdeki beş yıl için yerel yönetimlerini seçecek. Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin (SKA) 11’inci maddesi, “Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar”, yerel yönetimlerin üzerinde kafa yorması gereken en mühim amaç. Bugün 3,5 milyar insanın şehirlerde yaşadığını -ki bu sayı her geçen gün artıyor- düşünecek olursak insanlığın karşı karşıya olduğu yoksulluk, iklim değişikliği, sağlık hizmetleri, eğitim gibi büyük sorunlara şehirlerde çare bulunması gerekiyor. Sürdürülebilir şehirler ve yaşam alanları oluşturmak, elbette yerel yönetimlerin tek başına başarabileceği bir mesele değil; devlet bütçesiyle desteklenen yerel yönetimlerin başarıya ulaşma şansı çok daha fazla. Ancak sürdürülebilir şehirler kurmak için hem belediyelerin hem vatandaşların atabileceği bazı adımlar var. Vatandaşa düşen görev, kendisine sürdürülebilir bir yol sunan, ortak refahın üretildiği ve sosyal istikrarın çevreye zarar vermeden sağlandığı yönetimleri seçerek bu yönetimlerde aktif rol almak. Belediyelere düşen ise güvenli ve erişilebilir konutlar inşa etmek; sürdürülebilir ve erişilebilir ulaşım sistemleri kurmak; kapsayıcı bir kentleşme yaratmak; kültürel ve doğal dünya mirasını korumak; afetlerin olumsuz etkilerini azaltmak; şehirlerin çevresel etkilerini en aza indirmek; güvenli, kapsayıcı, yeşil ve kamusal alanlara erişimi sağlamak; güçlü bölgesel kalkınma planlamak ve afet risk azaltımına yönelik politikalar uygulamak şeklinde sıralanabilir.
Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 14. sayısından (Ocak-Şubat 2024) ulaşabilirsiniz.