İklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuz etkiler, dünya genelinde giderek daha fazla hissedilmeye başlanıyor. Artan sıcaklık, yükselen deniz seviyesi ve birçok küresel tehdit uluslararası alanda ortak çalışmanın zeminini oluşturdu. Bu nedenle Paris Anlaşması kapsamındaki ülkeler küresel sıcaklık seviyesini 1,5°C ile sınırlandırmaya ve taahhütlerini yerine getirmeye çalışıyor. Türkiye ise 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 18 ila 21 arasında azalmak için çaba sarf ediyor. Dolayısıyla iklim krizi birçok endüstriyi sürdürülebilir çözümlere yönlendirmeye başladı. Karbon ayak izinin yoğun olduğu denizcilik ve lojistik sektörü, fosil yakıt kullanımından dolayı çevre dostu bir değişim sürecine uyum sağlamaya çalışan sektörler arasında yer alıyor. Hava ve deniz kirliliğinin önemli bir unsuru olan deniz taşımacılığı, yılda 940 milyon ton karbon salımıyla küresel sera gazının yaklaşık yüzde 2,5’lik kısmından sorumlu.
Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 20. sayısından (Ocak-Şubat 2025) ulaşabilirsiniz.