Burada sadece Çin’i suçlamak haksızlık olur. Yaklaşık 20 yıl önce Çin ile başlayan ve daha sonra diğer Asya ülkelerinin de dâhil olduğu, Batılı küresel şirketlerin ucuz iş gücüne dayalı üretim modeliyle yatırımlarını Çin’de yoğunlaştırmasının bu kirlilikte büyük payı var.
Bugün insanların beslenme ihtiyacını tehdit edecek noktaya ulaşan küresel enflasyonda söz konusu “ucuzculuğun” büyük payı olduğuna inandığımız için kapak konumuzu buna ayırdık.
Küresel enflasyon sadece ekonomiyi değil, iklimle mücadelenin ikinci plana atılmasından dolayı gezegenimizi de tehdit ediyor. Küresel enflasyon ile birlikte, en çevreci görünen Avrupa’nın dahi ekonomi sürdürülebilir olduğu sürece iklimle mücadelede samimi adımlar attığını gördük. Son araştırmalar, doğal gaz fiyatlarının aşırı yükselmesinin, Avrupa’da daha fazla emisyona neden olan kömür kullanımını artırdığını gösteriyor. Bu durum, dünyanın geri kalan ülkeleri için de geçerli. Son bir yıldır, iklim krizi ile mücadelede belirlenen hedeflerin aksi yönünde bir politika izlendiğini görüyoruz.
Bu bize evrenin geleceğinin, bundan sonra benimsenecek ekonomi modeline bağlı olduğunu gösteriyor. Dünyanın sınırlarını zorlayarak ucuz ve fazla üretim ile refah seviyesinin yükselmeyeceğini; aksine daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalabileceğimizi tecrübe ettik.
Doğaya iyi gelecek sürdürülebilir bir ekonomi modeline ihtiyacımız var.
Avrupa Komisyonu’nun, yenilenebilir enerjide büyük dönüşüm başlatacak bir paket üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Fakat fikrin ortaya çıkma nedeni, çevre kirliliğinden ziyade, Avrupa’nın enerjide Rusya’ya bağımlılığını azaltmak.
Yaşanan örnekler gösteriyor ki üretim sürdürülebilir olduğu ölçüde, dünya da sürdürülebilir olacak. “Enerji maliyetleri rekor seviyelerde” ve “Tarım ürünleri fiyatları tarihî zirvede” gibi manşetler, insanların yarına dair umudunu kırıyor.
Oysa, çocuklarımıza anlatabileceğimiz bir başarı hikâyesine ihtiyacımız var. Gelecek nesillere ulaşacağını bildiğiniz bir şişenin içine not yazmak isteseniz, neler yazardınız, hiç düşündünüz mü?
Eğer anlatacak güzel bir hikâyeniz yoksa; okyanuslarda, kıyılarda, ormanlarda bulunan milyarlarca plastik şişe, bizim hakkımızda hiç de güzel şeyler anlatmayacak!