fbpx

Yazılım Geliştirme Teknolojilerindeki Büyük Değişim!

Sürdürülebilir üretim için hızla değişen pazarda şirket ihtiyaçlarına uygun teknolojik çözümlere sahip olmak fabrikalar için olmazsa olmaz.

Uzaktan ve mekândan bağımsız çalışabilmenin; ofislere, fabrikalara gidilemese de özellikle beyaz yakalı çalışanların işlerinin kesintisiz yürüyebilmesinin ancak dijital dönüşüm projeleri ile mümkün oluşu, geçtiğimiz yıl irili ufaklı her işletmeyi, bu konuda arayışa itti.

Tüm dünyada e-ticaretin artması, bankacılık işlemlerinin dijitalleşmesi, neredeyse her bankayı her e-ticaret şirketini bir yazılım şirketine dönüştürdü ve onları kendi yazılım geliştirme ekiplerini kurmaya itti. Dijital dönüşümün en temel bileşeni olan yazılımlara ihtiyacın farkına varılması zaten sektör için yeterli olmayan yazılım geliştirici personel açığını daha da büyüttü.

Hâl böyle olunca yazılım geliştirici personel maaşlarındaki artış, personelin daha büyük şirketlere, bankalara, e-ticaret şirketlerine transfer hareketini hızlandırdı. Dijital dönüşüm projelerinde maliyetlerin çok yükselmesinin yanı sıra personel istihdamının zorlaşması da büyük bir problem olarak karşımıza çıktı.

Bu problem özellikle üretim işletmelerinde rekabetin artması ve kârlılığın düşmesi ile verimliliği daha önemli ve yaşamsal bir faaliyet olarak ortaya çıkardı. Dijitalleşme sürecini klasik kodlama mantığı ile geliştirilen yazılımlara bağlayan fabrikalar verimlilik elde edelim derken, yüksek maliyetli yazılımlar, yazılım geliştiricilerin bulunamaması, zor ve zahmetli olan geliştirme sürelerinin uzunluğu ile başa çıkamayarak birkaç adım geride kaldılar.

Üretimin sürdürülebilir olması için hızla değişen pazarda şirket ihtiyaçlarına uygun teknolojik çözümlere sahip olmak fabrikalar için olmazsa olmaz. Ancak bu şartlarda maalesef çok güçlü işletmeler dışında KOBİ seviyesindeki kuruluşlar kendilerine çözüm bulmakta zorlanıyor.

Klasik Kodlama Dönüşüme Yetişemiyor

Kaynak yaratan, bir, iki yazılımcı ile kendi yazılımını üretmeye çalışan işletmeler de yazılımcı istihdamında yaşanan sorunlarla başa çıkamıyor, bitmeyen dönüşüm projeleri ile daha fazla zaman ve para kaybediyor.

Çok hızlı değişen iş yapış şekillerine uyum sağlamak, klasik kodlama metotları ile maalesef mümkün olamıyor.

Sürdürülebilirlik ve Endüstri 4.0

2013 yılında CEBIT Hannover fuarında kullanılmaya başlayan ve standartları tanımlanan Endüstri 4.0, akıllı ve karanlık fabrikaları, otomasyon sistemlerini, dijital ikiz kavramını hayatımıza soktu. Söylem olarak hepimizin çok sevdiği ve dilimize pelesenk olan Endüstri 4.0’a geçmek her üretim işletmesinin hayallerini süslüyor. Türkiye özelinde yapılan araştırmalar birçok işletmenin henüz 2.5 seviyesine ulaşamadığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin bel kemiği olan KOBİ’ler hali hazırda kurumsallaşma süreçlerini bile tamamlayamamışken, kurumsal kaynak planlaması yazılımlarına geçiş yapıp işletme kaynaklarını doğru yönetememişken Endüstri 4.0 dalgasında boğulmamak için çıkış yolu arıyor. Öncelikle kurumsallaşması, kurumsal kaynak planlaması ile işlerini bir düzene sokması gereken işletmelerin bu rüzgâra kapılıp Endüstri 4.0 projelerini plansız bir şekilde hayata geçirmeye çalışması yazılıma sahip olmanın zorluğunda hayatlarını çekilmez hâle getiriyor.

Geliştirme sürelerinin kısalması yanında zor ve zahmetli olan yazılım geliştiricinin yetiştirilmesi Low Code / No Code platformların daha kolay öğrenilebilir olması nedeniyle kolaylaşacak ve sektördeki istihdam açığı hızla kapanacak.

Pandemiyle zirve yapan ama öncesinde de zaten var olan nitelikli personel açığı ve yazılım geliştirmede yaşanan sorunlara çözüm olmak için tüm dünyada yeni bir akım başlamıştı. Low Code / No Code yazılım geliştirme, yani daha az kodla veya hiç kodlama yapmadan iş uygulamaları geliştirme hedefi ile birçok firma yola çıkmıştı. Bu çözümlere olan ihtiyaç, günümüzde daha net bir şekilde karşımıza çıkmış durumda.

2024’te Şirketlerin Yüzde 75’i Kodsuz Platforma Geçecek

Uluslararası araştırma şirketi GARTNER’ın raporuna göre, 2024 yılında büyük kurumsal şirketlerin yüzde 75’inde yazılım geliştirme en az dört Low Code veya No Code platform kullanılacak.

Yine aynı rapor 2030 yılında Low Code/No Code pazarının 187 milyar dolar olmasını öngörüyor. Bu yazılım geliştirme süreçlerinde çok büyük bir değişimin habercisi. Yeni nesil geliştirme platformları sayesinde daha az kod geliştirmek gerekeceğinden ihtiyaç duyulan yazılımlara daha uygun maliyetle ve daha kısa sürede ulaşılacak. Bu da dijital dönüşümün daha hızlı gerçekleşmesine imkân tanıyacak.

Geliştirme sürelerinin kısalması yanında zor ve zahmetli olan yazılım geliştiricinin yetiştirilmesi Low Code / No Code platformların daha kolay öğrenilebilir olması nedeniyle kolaylaşacak ve sektördeki istihdam açığı hızla kapanacak.

Citizen Developer / Vatandaş Geliştirici

No Code platformlar ile hayatımıza giren yeni bir terim var ‘Citizen Developer’ yani vatandaş geliştirici… Şirketlerde bulunan yetenekli personel excel ve powerpoint kadar kullanımı kolay araçlar sayesinde işlerini hızla dijitalleştirecek, bu işlemler için nitelikli yazılımcılara olan ihtiyacı azaltacak. Pazarın ihtiyacının kaynakların beş katı olduğundan hareketle No Code platformlar ile sektöre kazandırılacak yeni developerların ihtiyacı büyük ölçüde karşılaması bekleniyor. Dünyada dev şirketler bu konuda büyük yatırımlar yapıyor, Amazon, Apple, Microsoft hali hazırda bu konuya yatırım yapmış durumdalar. Amazon HoneyCode ile, Apple Filemaker ile Microsoft ise PowerApp ile pazarda yer alıyor. Bu gelişmeler, dijital dönüşümünü tamamlamak, Endüstri 4.0 standartlarına ulaşıp sürdürülebilir üretim kapasitesi oluşturarak rekabette yer almak isteyen KOBİ’ler için büyük fırsatlar sunuyor. Daha az maliyetle dijitalleşen, Low Code / No Code platformların sağlayacağı çeviklikle işletmelerin verimliliğini, dijital dönüşümün sürekliliğini sağlayan işletmeler kazanan işletmeler olarak bu süreci tamamlayacaklar. Dönüşüm sürecinde devlet desteklerinin varlığı, hem personel istihdamına hem de yazılım ile gerçekleştirilecek dönüşüme ayrılacak kaynakların daha verimli kullanılmasına imkân tanıyacak.


Xpoda Inc. Kurucusu ve CEO’su
Total
0
Paylaşım
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer İçerikler
Oku

Sürdürülebilirlik ve Mimar Sinan

İnsanlık, yanlış üretim ve tüketim tercihleriyle yerküreyi bir yıkımın eşiğine getirirken çıkış yolunu da kendi değerlerini hatırlayarak bulacak. Mimar Sinan’ın Süleymaniye Külliyesi, döngüsel ve sürdürülebilir eşsiz bir sistemle tasarlanmıştır. Hem de 500 yıl önce!
Oku

Nasıl Bir Enerji?

Bu sorunun verilecek en kapsamlı cevabı; temiz, verimli, ucuz ve ulaşılabilir olmasıdır. Bugün sahip olduğumuz teknoloji, tüm bu özellikleri içinde barındıran bir enerji kaynağı sunabiliyor mu?