Heyecanımın yine içimde kuş gibi kanat çırptığı bir sayıyla karşınızdayız. Bu defa daha da fazla heyecan duymamı sağlayan ise dergimizle birlikte elinizde tuttuğunuz o küçük şey… Evet evet Sürdürülebilir Üretim Çocuk’tan bahsediyorum. Daha sürdürülebilir bir dünya için yetişkinlerin söyleyeceği pek çok şey var hiç kuşkusuz. Fakat ben kulağımı daha çok çocuklar için kabartıyorum. Onların dünya algısını seviyorum ve bu konuda bizden daha başarılı olduklarına dair hiç kuşkum yok. İşte bu yüzden onlar için bu hamleyi yapmalıydık ve yaptık. Sürdürülebilir Üretim Çocuk doğdu. Umarım dergimizde olduğu gibi doğumuna tanık olduğumuz bu çalışmanın, emekleme ve yürüme dönemlerini de hep birlikte gözlemleriz.
Peki, yeni yılın bu ilk sayısında dergimizde neler anlattık, gelin biraz da ona bakalım. Bu sayımızda yine çok ilginç içeriklere yer verdik. Mutfakların sürdürülebilirliğini anlattık mesela. Dünyada üretilen gıdaların yüzde 33’ünün tüketilmediğini biliyor muydunuz? Bu rakam bile tek başına tablonun vahametini ortaya koyuyor hiç kuşkusuz… Bir başka konumuz olan “klasik çevrecilik ve radikal ekoloji” ayrımı bir hayli ilginç. Amaç ortak olsa da yaklaşımı farklı bu iki bakış açısına, tamamen tarafsız gözlerle baktık. Bakalım sizin tarafınız ne olacak?
Erişilebilir ve temiz enerjide toplumsal cinsiyet eşitliği araştırmasının oldukça dikkat çekici sonuçları var. Yenilenebilir enerji sektöründe kadınların toplam iş gücü oranı yüzde 32. Enerji sektöründe türlere göre baktığımızda ise bu oranın çok daha düşük olduğunu görüyoruz. Temiz enerji ve düşük karbon çözümlerine artan talebi göz önünde bulundurduğumuzda, sektördeki kadın temsilinin, talebin çok gerisinde olduğunu görmek bir hayli üzücü.
Bir diğer konumuz, çevre kirliliğinde plastik atıkların etkisi. Plastik atıklara ilişkin farklı görüşler olsa da hiç kuşkusuz atık oranlarını değerlendirdiğimizde plastiğin tek suçunun yüzme bilmek olmadığını daha net görebiliyoruz. Yapılan çalışmalar, dakikada 33 bin 800 plastik şişeye eş değer plastik atığın Akdeniz’e karıştığını ortaya koyuyor. Ve maalesef ki Türkiye, Akdeniz’e en fazla plastik atık bırakan üçüncü ülke konumunda.
Her sayımızda amacımızın çocuklara ulaşabilmek olduğunu söylüyoruz. Bu amaç doğrultusunda aile iletişiminde sürdürülebilirliği sağlayacak ipuçlarını birinci ağızdan, Doç. Dr. Yavuz Samur’dan dinledik. Dijital dünya hayatımıza o kadar hızlı bir giriş yaptı ki kendisinin de söylediği gibi aile içi iletişimi güçlendirmek adına elektriklerin kesilmesine ihtiyacımız var.
İçimize sine sine, ilmek ilmek hazırladığımız dergimiz artık okuruna emanet. Bayideki ilk sayımızda, çok sayıda kitabevinde dergimizin daha ilk aydan hızla tükendiğini gördük. Keza, gerek e-posta mesajlarınızla gerekse de sosyal mecralardan her fırsatta yanımızda olduğunuzu hissettirdiğiniz, dergimizle ilgili yorumlarınızı aktardığınız için minnettarız. Daha uzun yıllar bir arada olmayı ve geleceğin sürdürülebilir dünyasına katkıda bulunmayı umuyoruz.
2023’ün insana ve dünyaya iyi gelmesi dileğiyle…