Kuantum fiziği, klasik fizikten farklı olarak; evrende her şeyin sadece enerjiden oluştuğunu ve enerjinin madde halindeki sıkıştırılmış enerjinin formunu değiştirebileceğini kabul eder.
Buna bağlı olarak enerjiyi dönüştürmeden, küresel ısınma ile mücadele edemeyeceğimiz aşikâr. Ve üretimin fosil yakıta bağımlılığını ortadan kaldırmadan da savaşları durdurmak pek mümkün görünmüyor.
Zira, Rusya-Ukrayna savaşının ana nedeni NATO üyeliği gibi görünse de gerçek nedenin enerji olduğunu biliyoruz. Ukrayna’yı destekleyen ABD, Rusya’dan enerji ithalatını yasakladı. AB’den de aynı tutumu sergilemesini bekliyor fakat Avrupa’nın buna cesaret etmesi çok zor. Çünkü 2019 yılı verilerine göre Rusya’nın ihraç ettiği doğalgaz ve petrolün yüzde 38’i Avrupa’ya gidiyor.
Avrupa Birliği, tedarikçi ülkeleri ve firmaları yeşil üretime, çevreci taşımaya teşvik etmek için yaptırımlar uygularken, diğer yandan ihtiyaç duyduğu enerjiyi, uzun yıllar daha fosil yakıttan elde etme stratejisi geliştiriyor. Bunu bazı nükleer ve doğalgaz enerji yatırımlarının yeşil olarak kabul edilmesi için AB’nin hazırladığı yasa tasarısının detaylarında görebiliyoruz. Fransa başta olmak üzere enerjisini fosil yakıttan elde eden ülkeler de bu tasarıyı destekliyor.
Oysa enerjiyi yenilenebilir ve sürdürülebilir yapmadan, yeşil bir dönüşümden söz etmek pek mümkün değil. Belki o zaman devletler, insanlık ve evren için fosil yakıtı ekonomik ve politik silah olarak kullanmayabilir.
İki yıldır devam eden pandemi ve dünya genelindeki afetler, iklim krizi konusunda farkındalığı artırmıştı. Komşularımız arasındaki güç savaşının da enerjinin dönüşümü noktasında farkındalığı artırmasını umut ediyorum. İklim krizi ile mücadele kadar küresel ekonominin de fosil yakıta bağımlılığının azaltılması artık bir zorunluluk.
Yüksek enflasyon ile mücadele etmek zorunda kalan dünya ekonomisini, artık daha zor bir yıl bekliyor. Enerji fiyatları tarihi seviyelere ulaştı ve bu durum küresel ticareti de tehdit ediyor.
Türkiye de maalesef bu ekonomiler arasında bulunuyor. Geçtiğimiz aylarda yaşanan sanayideki enerji kesintileri, artan petrol ve enerji maliyetleri, ihracat odaklı büyümeyi planlayan ülke ekonomisini oldukça zorlayacağa benziyor.
İyi haber; Türkiye, yenilenebilir enerji konusunda Avrupa’ya kıyasla daha hızlı yol alıyor. Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre; geçen yıl Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi, 2019 yılına göre iki kat arttı ve 2021-2026 döneminde Avrupa’da yenilenebilir enerji kapasitesini en fazla artıran 5’inci, dünyada ise 12’nci ülke olacağı vurgulandı. Yenilenebilir enerji teknolojisi sektöründe dünyaya açılan yerli şirketlerimiz de ülke enerjisinin yeşil dönüşümü konusunda oldukça güven veriyor.
Enerji, insan yaşamı için bir ihtiyaç ve bu ihtiyacımızı ne şekilde karşılayacağımız, evrenin yaşam süresini belirleyecek.
Bombasız ve silahsız bir gelecek umuduyla…