Dünyaya ilk geldiğimiz andan itibaren karşılaştığımız en temel ihtiyaç: beslenme. Tarih boyunca verimli toprakların stratejik üstünlüğünü fark eden uygarlıklar yıllar boyunca birbiriyle savaştı. Zorlu dönemlere karşı hazırlıklı olmak isteyen ülkelerin gösterdiği fedakârlık sayesinde milyonlarca insanın hayatı kurtuldu. Zamanla bu dayanışmanın yerini çıkar çatışmaları aldı. Üstünlük kurma yarışı içindeki devletler, verimli toprakların sahibi olarak gıda üzerinde güç kazandı. Bu durum insanlığı derin bir uçuruma sürüklemeye başladı. Bir yanda açlıkla yaşam mücadelesi veren toplumlar, diğer yanda gıda bolluğunun içinde israfın lüksüne kapılanlar. Asırlar geçse de bugün hâlâ aynı sorunlarla mücadele ediliyor. Gıdaya erişimdeki eşitsizlik giderek derinleşiyor.
Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 22. sayısından (Mayıs-Haziran 2025) ulaşabilirsiniz.