İklim krizi, 18. yüzyılda Sanayi Devrimi ile birlikte başladı. Yarımküreler arasında oluşan sıcaklık farkı, deniz buzulları ve karların erimesiyle birlikte arttı. Ancak hiçbir zaman böylesine yıkıcı olmadı. Zira artık doğanın kendi kendini iyileştirmeye gücü yok. Çünkü insanlık, doğadan bağımsız bir şekilde var olmayı öğrendi ve doğaya (kendince) hükmettiğini zannetti.
DÜNYA ALARM VERİYOR
İklim krizi, doğal ve beşerî afetler, türlerin sonu derken yok oluşun başlangıcına geldik. Dünyayı tüketen ve sorumsuzca davranan insanoğluna karşı yalnızca canlılar değil, tüm dünya tehlike altında.
İnsanların yaşamak için doğadan faydalanmak zorunda olduğu bir gerçek. Ancak doğayı hiçe sayarak yapılan üretim ve tüketimin sonuçları, 2050 yılı ve sonrası, özetle ‘gelecek’ için oldukça kötü bir tablo. Öngörülen geleceğin gelmemesi veya geleceğin iyi sonuçlar doğurarak gelmesi için yalnızca bazı ülkeler değil, tüm dünya tek yürek hâlinde önlemler alıyor.
Çevreye ve doğaya duyarlı dokuz Türk kadını… Hepsi de kendi alanında öncülük ediyor, dünya için çırpınıyor. Başarılarıyla dikkat çeken bu kadınlar, iklim değişikliği ile mücadelede gelecek nesillere örnek oluyor.
Türkiye de bu konu özelinde sıfır karbon sözü vererek üzerine düşeni, en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Özel sektör ve kamu, sürdürülebilirlik stratejilerini durmaksızın paylaşırken Türkiye’nin akılcı, öncü ve cesur kadınları, doğanın bu negatif yöndeki değişimine çözüm bulmak için bireysel çabalarıyla öne çıkıyor.
GÖRÜŞLER
BURCU MELTEM ARIK AKYÜZ
Burcu, Antakya’da bir dağın eteklerinde ve bir nehrin kollarında doğup büyüdü. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Yolu ilk kez 2007 yılında Eğitim Reformu Girişimi ile kesişti. Eleştirel Düşünme, Öğretmen Politikası ve Eğitimde İyi Uygulamalar projelerini yürüttü. Burcu, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde “Ekolojik Okuryazarlık ve Sürdürülebilirlik” ile “Biyomimikri” dersleri veriyor. Kültürel çalışmalar alanında yüksek lisans eğitimine devam ediyor. Sürdürülebilirlik için eğitim perspektifinden beden-zihin, doğa-kültür, insan-insan-olmayan, öğretmen-öğrenci, okul-ev-benzeri ikiliklerin kıvrıldığı çatlakları araştırıyor.
ÖZGÜL ÖZTÜRK AKSU
Fransız Yves Rocher Vakfı tarafından, çevrenin korunması amacıyla faaliyet gösteren kadınları onurlandırmak amacıyla Terre de Femmes-Toprağın Kadınları ödülleri veriliyor. Türkiye’nin ilk defa katıldığı bu yarışmanın, ulusal ayağında 26 proje yer aldı. Bu projeler arasından sıyrılan Özgül, “Nimri’de Yeniden Hayat” projesi ile hem halk oylaması ödülü hem de büyük jüri ödülünü alarak iki ödülle Türkiye’ye döndü. Özgül; değişime, dönüşüme, doğaya ve kadın haklarına katkı sunuyor. Sosyal dayanışmayı artırmayı, köyün kültürel özelliklerini, kaybolmaya yüz tutan değerlerini ortaya çıkarmayı ve köy halkının yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor.
MERCAN YURDAKULER
Mercan, 1977 yılında doğdu. Başta çocuk kitapları olmak üzere pek çok kitabı Türkçe’ye çevirdi. 2007 yılında başlayan annelik serüveni onu sadeleşmeye, doğal olana yaklaşmaya ve “Zehirsiz Ev” isimli bir blog kurmaya götürdü. Kendi blog sayfalarında paylaştığı, insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen, kimyasal kirlilik ve çöp üretmeyen temizlik ve bakım ürünü tariflerini, 2016 kışında “Zehirsiz Ev: Yaşamınızdan Zararlı Kimyasalları Eksiltmenin Basit Yolları” adıyla kitaplaştırdı. Hâlâ yetişkinlere ve çocuklara yönelik atölye çalışmalarını ve kurumlara yönelik seminerlerini sürdürüyor. Zehirsiz Ev projesi ile binlerce kadına ilham kaynağı oluyor.
BURCU KÖLELİ
Birleşmiş Milletler “Sürdürülebilir bir gelecek için bugün cinsiyet eşitliği!” kampanyasının görsel yaratıcısı olmasının yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşu ve çevre hareketini sembolleşen görselleri ile destekleyen Burcu, Washington merkezli bir illüstratör ve görsel sanatçı. Aynı zamanda tutkulu bir kesişimsel çevreci ve feminist. Dijital illüstrasyonlar ve guaj resimler yapan Burcu, çalışmalarında aktivizm, insan ilişkileri ve günlük yaşamdan ilham alıyor. Sanatın değişim yaratma gücüne inanıyor, bu nedenle sosyal ve çevresel sorunları çalışmalarıyla aktarıyor. Sevinç yayarken doğayı ve kadınları kutlayan, kapsayıcı sanat eserleri yaratmayı hedefliyor. Günlük yaşamdan, aktivizmden, ilişkilerden ve doğadan ilham alıyor. Çalışmalarında, canlı renkler ve eğlenceli stille neşe getirmeyi amaçlıyor. İllüstrasyon, marka bilinci oluşturma, grafik tasarım, hareket tasarımı ve UX/UI tasarım hizmetleri veriyor. Sanat yönetmenleri, sivil toplum kuruluşları ve değerleri olan şirketlerle çalışıyor.
DR. DUYGU ERTEN
Duygu, Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’nden mezun oldu. Yüksek lisans ve doktorasını ABD’de bursla Rutgers Üniversitesi’nde İnşaat ve Çevre Mühendisliği dalında tamamladı. Princeton Üniversitesi’nde araştırmacı olarak çalıştı. AECOM ve BOVIS Lend Lease firmalarının Los Angeles ofislerinde lisanslı mühendis olarak çalıştı ve aynı zamanda Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde (USC) dersler verdi. Harvard Üniversitesi School of Public Health bölümünde “Sürdürülebilirlikte Liderlik” alanında Executive Programı tamamladı. Türkiye’ye döndükten sonra Clinton Vakfı-Clinton İklim Girişimi Direktörlüğü yapan Duygu, aynı dönemde Çevre Dostu Yeşil Binalar Konseyi’nin eş kurucusu oldu. Derneğin başkan ve başkan yardımcılıkları görevlerinde bulundu. Hâlâ Uluslararası İlişkilerden Sorumlu ÇEDBİK Başkan Yardımcısı, Yeşil Okullar Komisyonu Başkanı, LEED-Uluslararası Komisyon Üyesi, “World Green Building Council” Danışma Kurulu Üyesi. 2012 yılında Dünya Yeşil Binalar Konseyleri tarafından sürdürülebilirliğe global katkı yapmış liderlere verilen Başkanlık Ödülü’nü alan Dr. Duygu Erten’e, 2016 yılında İngiliz Bina Araştırma Kurumu (BRE) yeşil binalar alanında mesleki anlamda en kıdemli profesyonellere verilen BREEAM Fellow unvanı verdi.
PINAR ÖNCEL
Karşı karşıya olduğumuz karmaşık sorunlar karşısında direnç artırmaya ve yaratıcı çözümlerle değişime odaklı bir tasarımcı ve sürdürülebilirlik danışmanı olan Pınar, Tuna Özçuhadar’la birlikte sürdürülebilirlik için kapasite geliştiren katılımcı öğrenme süreçleri tasarlıyor, çok paydaşlı projeler geliştiriyor ve yürütüyor.
Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nin ve Surdurulebiliryasam.net’in kurucularından olan Pınar, ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde lisans, Blekinge Tekniska Högskola (İsveç) “Sürdürülebilirlik için Stratejik Liderlik” programında yüksek lisans yaptı.
2008 yılında sürdürülebilirlik kavramının ve birbiriyle etkileşim içinde olan sistemik sorunların daha iyi anlaşılmasını sağlamak, dünyanın farklı bölgelerindeki hikâyelerle ilham sunmak ve yeni bir yaşam kültürünün oluşmasına katkı vermek amacıyla oluşturduğu Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali ile yıllardır farkındalık yaratmak için mücadele ediyor.
DEFNE KORYÜREK
Refika ve Dükkan markalarının yaratıcısı Defne, gerçek gıdaya koşulsuz ve eşit erişim hakkına inanıyor. Defne, Fikir Sahibi Damaklar, Slow Food Harekâtı ve İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın gibi çarpıcı projelere imza atmış, çevreye kendini adamış başarılı bir aktivist. Her sene muhakkak ziyaret ettiği Ayvalık’a eşi ile beraber 2016 yılında taşınarak, zeytin sıkımhanesinden dönüştürdükleri evlerinde doğa ile iç içe bir hayat sürüyor. Tarım, gastronomi ve ekoloji alanlarında dönüştürücü düşüncenin gelişimi için yer, zaman ve iş birlikleri sağlayan Konukevi projesini hayata geçirdi.
BUKET UZUNER
1955’te Ankara’da doğdu Buket… Biyoloji ve Çevre Bilimi eğitimi aldı. Türkiye’de Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ’de; ayrıca Norveç, ABD ve Finlandiya’daki üniversitelerde çalışmalarda bulundu. Pek çok kitap yazdı, ödüller kazandı. Kitaplarında çoğunlukla çevre konularına değindi. “Su” romanını yazarken hayran olduğu yunusların bilinmeyen yönlerini keşfeden Buket, Kaş Yunus Parkı’na karşı imza kampanyası başlattı. Tepkiler sonucunda, Kaş Yunus Parkı fiilen kapandı.
ZÜLÂL KALKANDELEN
Hayvan hakları ve veganizm konusunda Türkiye’nin en güçlü seslerinden Zülâl, gazeteci/yazar, müzik eleştirmeni, radyo programcısı ve çevirmen. 2019 yılında Şiddetsiz Toplum Derneği tarafından yazı ve konuşmalarında, başta hayvan özgürlüğünü savunması, hayvana, çevreye ve insana yönelik şiddete karşı çıkması, bu konularda gönüllü olarak girişimlerde bulunması veya yapılan girişimlere katkı vermesi ile Hayvan Hakları alanında Şiddetsiz Yaşam Ödülü’ne değer görüldü.