Geleceğin Akıllı Şehirlerinde İnsan ve Sürdürülebilir Yaşam

Akıllı şehir, hızlı kentleşmenin mevcut zorluklarına yanıt vermenin, bireylerin yaşam kalitesini iyileştirmenin, enerji ihtiyacını azaltmanın, çevreyi korumanın ve nüfus yoğunluğunu yönetmenin bir yoludur.

Akıllı şehir konseptinde, yenilikçi akıllı teknolojiler ve çözümlerle birlikte şehirde yaşayan herkese açık, aktif ve kolay bir yaşam alanı sunan yönetim politikası yürütülmesiyle hizmet sektörleri arası iş birliği sağlanıyor. Belediyeler, kent sakinlerinin yaşam kalitesini iyileştirmek, şehirlerde insanlığın kalıcılığını sağlamak, şehirlerin üretim-yaşam sermayesini devam ettirebilmek için akıllı şehir planlamasına geçerek sürdürülebilir kalkınmanın sunduğu avantajlardan yararlanmaya ve toplulukları yararlandırmaya odaklanıyor. Akıllı şehirler, kentsel sorunları çözmek ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için teknolojiyi, açık verileri ve vatandaşların katılımını kullanarak ülkeleri bir adım daha ileri götürüyor.

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 18. sayısından (Eylül-Ekim 2024) ulaşabilirsiniz.


Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

Sürdürülebilir Dönüşüm ve Kritik Mineraller

Tükenmesinden kaygı duyulan anlamında tarif edilen “kritik mineralleri” her geçen yıl daha çok kullanıyoruz. 2050 yılında kritik malzemelere olan talep, 2020 yılına kıyasla 16 kat artacak. Peki bu mineralleri çıkartırken doğaya ve çevreye ne ölçüde zarar veriliyor?
Oku

İnsan Olmayan Canlılarla İlişkimizi Yeniden Düşünmek

Bir davranış acıyı azaltıp, mutluluğu (hazzı) artırdığı sürece etik açıdan doğrudur. İnsan olmayan hayvanlar da acıyı hissedebilirler. Bu durumda onların acı çekmesini önlemek, azaltmak insanın ahlaki sorumluluğudur. Uzun zamandır ihmal ettiğimiz bu sorumluluğu hatırlamak ve verdiğimiz acı üzerine düşünmeye başlamak rahatsız edici tabii…
Oku

E-Mobilite’nin Baş Döndürücü Yükselişi

Tahmin edilenin de ötesinde büyüyen elektrikli araç pazarı, elektriğin depolandığı Li-ion batarya üretiminin de aynı hızda büyümesine neden oluyor. Buradaki önemli soru ise şu: Li-ion batarya üretiminde kullanılan ham madde rezervleri, 2030 yılına geldiğimizde talebi karşılayabilecek mi?