ABD’de belediyeler, petrol şirketlerine sera gazı emisyonlarını sakladıkları gerekçesiyle dava açıyor. Tartışma; iklim değişikliği konusunda halkı yanıltmaları. Hâl böyleyken, bu şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda yürüttükleri reklam kampanyaları da bir hayli sorgulanıyor.
Atmosferdeki ısınma ilk kez 1,5 santigrat dereceyi geçti ve bu durum; doğa felaketlerinin sıklığını ve şiddetini daha artırıyor. Gelinen nokta, şirketler ve devletlerin “algıya oynamak” dışında pek bir şey yapmadığını gösteriyor.
Modern çağın bitmez tükenmez kişisel gelişim araçlarından biri de "gönüllülük" oldu. Ancak, gönüllülük ve yardım adı altında yapılan fakat kimseye kalıcı fayda sağlamayan çalışmalar, insanlara ruhen büyük zarar veriyor. Adaletsiz, hırslı ve bencil paylaşımın sonunda dünyada yaşadığımız tüm yoklukların, başka büyük çokluklardan ibaret olduğunu anlamalıyız.
Ormanlar, iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olaylarının önlenmesinde insanların elindeki en önemli mücadele aracı. Ormanlarımızı kaybedersek yerleşim alanlarımızı sel ve heyelanlardan koruyamayız, gelecekte daha da şiddetlenen kuraklıklarla mücadele edemeyiz, tarım alanlarımızda verimli toprakların erozyonla taşınmasını önleyemeyiz.