Enerji sistemi tarihsel olarak fosil yakıtlara dayalı olan İngiltere, 1880’lerde dünyada kömür yakıtlı elektrik santrallerine ev sahipliği yapan ilk ülkeydi. 1940’lı yıllarda ise ülke, elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 90’ını kömür ile karşılıyordu. Kömürün sağladığı ekonomik güç sayesinde dünyada söz sahibi ülkelerden biri hâline gelen İngiltere, 1950’li yıllarda doğaya salınan yüksek karbonun zararları sebebiyle kömür menşeli enerjiyi alternatif yollardan elde etmenin çabası içine girdi.
Santrallerin şehir merkezinden uzaklaştırılmasıyla başlayan süreç ile birlikte yapılan çalışmalar neticesinde; 1990 yılına kıyasla bugün kömüre bağımlılığını yüzde 70’ten yüzde 3’ün altına indirmeyi başaran İngiltere, sera gazı salımını yüzde 44 oranında azalttı. Ülke, 2025’te enerji kaynaklı sera gazı emisyonlarının yüzde 43’üne sebep olan kömür enerji sistemlerinin tümünü kapatmayı planlıyor.
İNGİLTERE’NİN “YEŞİL ENDÜSTRİYEL DEVRİM PLANI”
İngiltere, birtakım çevre dostu uygulamaları yıllardır sürdürüyor olsa da iklim değişikliğiyle mücadelenin küresel çapta yaygınlaştırılmasına yönelik Avrupa Birliği tarafından 11 Aralık 2019 tarihinde açıklanan Yeşil Mutabakat kapsamında iddialı hedefler de belirledi.
2050’ye kadar karbon nötr olmayı amaçlayan İngiltere’nin bu planı; temiz enerji, ulaşım, doğa ve yenilikçi teknolojiler gibi konularda yapılacak yatırımları içeriyor. Planın merkezinde Yorkshire, Humber, West Midlands, İskoçya ve Galler gibi İngiltere’nin endüstriyel merkez bölgeleri yer alıyor. Planın uygulanmasıyla 2030 yılına kadar yaklaşık 440 bin yeni istihdam yaratılması ve özel sektörün bu dönüşüme 90 milyar sterlin’lik yatırım yapması bekleniyor. Açıklanan plan kapsamında İngiltere Hükûmeti, temiz enerji ve yenilenebilir enerji teknolojileri için 265 milyon sterlin’lik bir destek paketi ayırdı.
YENİLENEBİLİR ENERJİ, FOSİL YAKITLARI GERİDE BIRAKTI
İngiltere’de yenilenebilir enerji, ülkedeki en büyük elektrik kaynağı olarak şimdiden fosil yakıtları geride bıraktı. 2035 yılına kadar ise ülkenin tüm elektriğinin temiz enerji kaynaklarından sağlanması hedefleniyor. Bunun için küçük modüler nükleer reaktörlerin geliştirilmesi amacıyla 120 milyon sterlin’lik bir nükleer güçlendirme fonu oluşturuldu.
İngiltere’de elektriğin üçte biri yenilenebilir kaynaklardan karşılanırken; yüzde 24’ü açık deniz rüzgâr türbinlerinden üretiliyor. Karbon nötrlüğünü sağlama planının bir parçası olarak İngiltere, açık deniz rüzgâr enerjisi kapasitesini gelecek 10 yıl içinde dört katına çıkarmayı taahhüt ediyor. Açık deniz rüzgâr santralleri için 200 milyon sterlin’lik fon ayıran İngiltere, dünyanın en büyük açık deniz rüzgâr çiftliğine de ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İngiltere’nin Yorkshire kıyılarında kurulacak tesisin inşasına 2019 yılında başlandı. Projenin 2026’da tamamlanmasıyla 3.6 gigavatlık elektrik üretilerek 6 milyon eve enerji sağlanacak.
İngiltere, gelişmekte olan yenilenebilir enerji teknolojileri için 55 milyon sterlin, yüzer açık deniz rüzgâr santralleri için ise 24 milyon sterlin harcayacak. 2030 yılına kadar, kurulu deniz üstü rüzgâr tesislerinden toplamda 40 gigavatlık enerji elde edilmesi hedefleniyor. Planda, rüzgâr santrallerinin ulusal şebekeye daha hızlı bağlanabilmesini sağlamak, yerel topluluklar için mali teşvikler ve incelenen teklifler arasında planlama kurallarının hafifletilmesi de yer alıyor.
GÜNEŞ ENERJİSİ EN BÜYÜK BÜYÜMEYİ GÖRDÜ
İngiltere’de, 2021 yılında toplam 730 megavat güneş enerjisi kapasitesi kuruldu. Güneş enerjisi endüstrisinin büyümesi konusunda 2021 yılı, İngiltere için bugüne kadarki en önemli yıl oldu. 2020 yılına kıyasla yüzde 36 büyüme görülürken; 2015 yılından bu yana en büyük büyümeyi yaşayan güneş enerjisi ve çatı sektörü 369 megavatlık kapasiteye ulaştı. Güneş paneli kurulumları ise 2021 yılında yüzde 70 arttı. Toplam kurulu güneş enerjisi kapasitesi ise 14,6 gigavata ulaştı. Geçen yıl İngiltere’de 60 binden fazla eve güneş paneli kuruldu. Böylece haneler için enerji faturaları yılda 330 sterlin düştü. Şebekeler bu enerjiyi mevcut fiyatların çok altında bir rakamdan satın alıyor olsa da kurulan paneller, hanelerin fazla enerjiyi şebekeye geri satmalarına da izin veriyor. 2030 yılına kadar ise petrol ve gaz emisyonlarını yarıya indirilmesi, yine bu yıla kadar 5 gigavat hidrojen üretim kapasitesine ulaşılması öngörülüyor. Bu süreç içinde hidrojenden elde edilen enerjinin 5 gigavata yükselmesi, düşük karbonlu hidrojen üretim kapasitesi oluşturulması ve 10 yılın sonunda tamamen hidrojenle ısıtılan bir kasabanın hayata geçirilmesi hedefleniyor.
BENZİN VE DİZELLE ÇALIŞAN YENİ ARAÇLARIN SATIŞI YASAKLANACAK
İngiltere’nin yeşil dönüşümü, seyahat alışkanlarını da değiştiriyor. Ülkede elektrikli otomobil satışları her geçen gün artıyor. Yeni üretilen elektrikli araçların satın alınması için devlet tarafından teşvik verilmesi ve şarj noktalarının sayısının artırılması planlanıyor. Ayrıca 2030 yılında benzin ve dizelle çalışan yeni araçların satışının yasaklanmasına karar verildi. Birinci el benzinli ve dizel araçların satışları ise 2030 yılına kadar sonlandırılacak. Sıfır emisyonlu araç satışlarının desteklenmesi için 620 milyon sterlin’lik bir teşvik ayrıldı. Bunun yanı sıra otomobil üreticileri, her yıl belirli bir oranda yeşil enerji ile çalışan araç satmak zorunda olacak. Yine 2030 yılına kadar, şehirlerde yolculukların yaklaşık yarısının bisikletle ya da yürüyerek yapılmasını desteklemek amacıyla 2 milyar sterlin hacminde yatırım yapılacak. İngiltere’nin uzun süreli planları arasında sıfır karbon emisyonlu uçak ve gemilerin üretilmesi de var.
HER YIL 30 BİN HEKTAR AĞAÇ DİKİLECEK
İngiltere’de 2035 itibarıyla ev ve iş yerlerindeki tüm ısıtma cihazlarının düşük karbonlu olmasına yönelik çalışmalar yapılıyor. Eski tip ev ısıtmasında kullanılan kazanların satışının da aynı yıl sonlandırılmasına çalışılıyor. Okullar, evler ve hastaneler enerji verimli hâle getirilecek. Bu çalışmayla 2028 yılına kadar her yıl 600 bin ısı pompası kurulması ve 50 bin yeni istihdam sağlanması öngörülüyor. Hâlihazırda kullanılan gaz kazanlarının da yeni tip elektrikle çalışan kazanlarla değiştirilmesi için hane başına 5 bin sterlin hibe verilecek. Hükûmet, 30 milyon binaya ait doğal gazlı kombilerin, karbon emisyon oranı düşük olan ısı pompaları ile değiştirilmesi için hane başına 5 bin sterline kadar hibe vermeyi planlanıyor. Ayrıca ağaçlandırma çalışmalarına da önem veren İngiltere’de, doğanın korunması için her yıl 30 bin hektar ağaç dikilecek. Şimdiden 625 milyon sterlin ayrılan ağaçlandırma çalışmaları, binlerce kişiye iş imkânı yaratacak.