fbpx

Dr. Mert Gökalp: “Denizlerimizin Bereketi Bizim Tadımız Kaçtı”

Deniz biyoloğu Dr. Mert Gökalp, aynı zamanda ödüllü bir belgeselci. Mavilikler üzerindeki seyri durmadan devam ederken literatüre deniz ekosistemleri üzerine birçok eser veriyor.

Bilimsel çalışmalarını ve akademik birikimini yaptığı belgesellere, yazdığı kitaplara aktaran bir deniz biyoloğu Dr. Mert Gökalp. Döneminin en önemli film festivali İstanbul Bağımsız Film Festivali’nde gala yapan, çeşitli ülkelerde festivallerde gösterilen, 50’ye yakın özel gösterimle izlenilen ve ödüller alan “Lüfer” belgeseli ve diğerleri, ne var ki bizim televizyonlarımızda hiç gösterilmedi. İnce bir sitemle, “Doğruları konuştuğumuz için, bizim televizyonlarımız belgesellerimizi yayımlamamayı tercih ediyor.” diyen Gökalp ile akademik çalışmalarını, deniz ekosistemlerindeki değişimleri ve Marmara’yı bekleyen tehlikeleri konuştuk.

Selin Sayar Tekkuş

Yazının tamamına Sürdürülebilir Üretim dergisinin 11. sayısından (Temmuz-Ağustos 2023) ulaşabilirsiniz.

Total
0
Paylaşım
Benzer İçerikler
Oku

“Asıl Bela, Karbondan Öte Metandan Gelecek!”

Bölgesel iklim değişikliği, ekosistem modelleme ve ekolojide bilişim alanlarında uzun yıllardır çalışmalar yürüten Prof. Dr. Nüzhet Dalfes ile bir araya geldik. İklim değişiminde metan gazının karbondan 18 kat daha tehlikeli olduğunun altını çizen Dalfes, “Karbondan öte, asıl metan başımıza bela olacak!” uyarısını yapıyor.
Oku

“Afette Beslenme Hızlı, Etkin ve Basit Planlı Olmalı”

STK’lar, beslenme uzmanları ve şefler bir araya gelerek afet dönemlerinde beslenme ihtiyacını karşılamak üzere yeni bir proje geliştirdiler: “afet gıdaları paketi”. Fikri geliştiren isimler; UNDP İyi Niyet Elçisi, İhtiyaç Haritası Kurucusu, oyuncu Mert Fırat ve Beslenme Uzmanı Elvan Odabaşı ile projenin detaylarını konuştuk.Yaklaşık 350 bin kilometrekare alanda hasara yol açan ve 14 milyon kişiyi etkilediği düşünülen 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Üzerinden zaman geçtikçe, afet durumunda ortaya çıkan ihtiyaçlar ve yapılan hatalar da daha net tespit edilebildi elbette. 6 Şubat depremlerinde hayatta kalan insanların ihtiyaçları arasında, soruna dönüşen konulardan birinin de beslenme olduğunu gördük. Yardım amaçlı Türkiye’nin her yerinden gönderilen gıdalar, hayati 72 saatten sonra anca bölgeye ulaştırılabildi. Ulaşan gıdaların birçoğu da dayanıksız, çabuk bozulabilecek ürünlerdi. Tonlarca ekmek, küflenerek çöpe gitti. Ulaştırılan kutuların içinde makarna, bakliyat gibi ürünler vardı. Ancak ilk 72 saatte bunları pişirebilecek su, elektrik ve ateşi bulabilmek imkânsızdı. İnsanların hayatta kalmak için yedikleri besinlerin çoğu, hızlı dışkılama ihtiyacı doğurdu ancak bölgede tuvalet bulmak bile bir süre mümkün olmadı. Oluşan her bir sorun, diğer bir soruna zemin hazırladı.